Yaram Kalmadı
Namertler öğretti bize mertliği,
Kalleşi yerecek çabam kalmadı.
Aşk ile un ufak ettik sertliği,
Taş atanla, taşla, davam kalmadı.
Her gün yüz binlerce, burkulur etim,
Gönül yurdu viran, yıkıldı setim,
Hem öksüz kalmışım, he mi de yetim,
Anam öldü gitti, babam kalmadı.
Muhtaç olduklarım, bendende muhtaç,
Kimleri gönülden edeyim ihraç,
Bazıları susuz, bazıları aç,
Yokluğa düşünce haram kalmadı.
Bilirim bilmeden hakkım yediler,,
'Şeytandır, zındıktır, kâfir' dediler,
Kendiler mübarek, kandil gibiler,
Gözümde, gönlümde, avam kalmadı.
Kuraklık çökünce, deryaya, göle,
Şu gönül yurdunu döndürdü çöle,
Cömertler maddeye olunca köle,
Beylerim, efendim, ağam kalmadı.
Kendi meşrebimce, rehber bulunca,
Anladım ki her şey, kendi yolunca,
Yılların emeği, heba olunca,
Soydular, sırtımda abam kalmadı.
Yaralı çoktandır, kendinden geçti,
Can telef olmadan, kefeni biçti,
Ecel şarabını, ölmeden içti,
Kangrene dönen, yaram kalmadı.
O8.08,2000