Yarınsız Düğün

kahır köpüğünde Türk kahvesi
yanında da cigara
ahhh bide sevdiği yanında olsa
başka ne isterki bu fukara...




o zaman gecelerde dert duvarlarına çarpmazdım benliğimi
bir beyaz kağıt üzerinde
üstelik kurşun kalemle şaircilik oynamazdım
her izmarite vardığımda
diğerini tutuştururken sigara falları bakmazdım





şanlı bir düğün yaraşırdı sevdama
silahı gömerdim toprağa kalbim yerine
zeybeğe kalkardı kollar
salınırdım nazlı gelin timsali
belimde kırmızı kurdale
elimde kına
bende varırdım ulaşılmaz vuslata





fazla şey beklemezdim üstelik
bir tas mercimek
yanında katıksız ekmek
belki kuru soğan
huzurlu bir güneş olurdu yüzümüze doğan





bende yaşardım sevdamı doyasıya
korkum namludan değil
kapristen yana olurdu
yarın için hayaller kurardım
yarınsız olupta
bugüne sığdırmaya uğraşmazdım sevda sancılarını
bende tene doyar
bende yavruya varırdım
tek derdim alamadığım ev eşyası
gidemediğim tatil rüyası
varamadığım sıla yolu olurdu






benimde sudan sebepten kavgalarım olurdu
gözyaşına karışmazdım çatık kaşla
uzaklıklar gama bulamazdı beynimi
zemheri ayazında
tek başına yorgan altında titremez
sevdiğimin nefesiyle ısınırdım.





şimdi ise yarınsızlığa salınmış bir aşkın
titrekliği düştü payıma
yine de umutlarım saklı heybemde
bu aşkın tüm imkansızlığına ragmen
ey yar!
biz gülü dikenleriyle avuçlamayı
ellerimizden damlayan kanla
gül ağacını yaşatmayı bildik
ve bu yarınsız bir sevdanın
yarınsız kelamıdır sana
sen-in-im!

07 Nisan 2009 6 şiiri var.
Yorumlar (1)