Yaş Yirmiiki
Hissediyorum...
Sana olan hislerimin azımsanmayacak çokluğuyla
hisseme düşeni alıp.
Dışlanıyorum bu şehirden.
Varlığında,
köhne köşelerde kendince saklambaç oynayan yalnızlık.
Rüzgârın dedikoducu uğultusuyla,
baş sedire geçmiş
sobeliyor savunmasız Ben'i yan'ımın yokluğunda...
Sokakların 'biz köşeleri',
istemiyorlar artık yan'sız gelmemi.
Niyetim kokunu bulup,
yad etmek olsada yüzünün naifliğini.
Alıp götürmüyorlar artık
kimse'me kimsesizliğimi.
Gizliyor bana kendini,
caddemin erguvan gelinliği.
Hazanı andırıyor şimdi,
Vivaldi'nin ilk mevsimi.
"Seviyor mu?" sorusunun ümidini taşıyan papatyalar,
Yaratılış nedenlerine ihanet edip,
Yetmiyormuşçasına baharın hain karanlığı
ölümün haberciliğini yapıyor.
Açan her çiçek mezarıma konmak için
birbirleriyle yarışıyor.
Samanyolunu aşındırıp
'Bitişimin hazırlığı'nı görmek için
Bulutların önüne intihar ederek geliyor yıldızlar.
Tan vakitleri bile Sen'li dün'lerimi çalmak için ağarıyor.
Yanılmış Üstad,
yaş otuz beş değilmiş yolun yarısı.
O'da,
İkinci yarısının ilk çeyreğinde ömrünü yitirince anladı.
Bense şimdi anladım
Yaş yirmi iki,
ne yolun başı
ne de yarısı
Yolun sonudur asıl burası...
tebrikler.. şiiriniz için sizi kutluyorum..👍👍👍👍
Teşekkürler Üstadım. Yine onur verdiniz naçizane yorumunuzla... Saygı ve sevgi ile...
..başlık yanıltmasın yaşı kesinlikle yirmiler değil şiirin kat kat giyinmiş hüzün elbisesini her mısrada büyüyordu yaşı görmek istiyordu dorukları 'yolun sonu' diyerek teşekkürler gökhan..tebrikler...