Yasak Mevsimlerin Gölgesinde

Gizli bahçelerde açan zambaklar gibi,

Yasakların duvarında yeşeren sevdamız

Her gece yarısı çalan saatin

Tik taklarında gizleniyor kalbim


Tenha sokaklarda yankılanan ayak seslerin

Beni bulduğunda, şehrin bütün lambaları sönük

Karanlık, suç ortağımız olur da

Kimse görmez dudaklarımızın günahını


İstanbul'un arka sokaklarında

Paslı bir kilit gibi berkitilmiş aşkımız

Ne açılır, ne kapanır

İki dünya arasında sıkışmış kederimiz


Geceleri pencerene bakan yıldızlar

Biliyor aramızdaki mesafenin acısını

Her sigara külünde biriken hasret

Her telefon çalışında titreyen ellerim


Rakı şişesinde boğulan mektupların var

Kimse okuyamasın diye mürekkebe karışan

Ve ben, her akşam başka bir kahvede

Senin olmayan kokunu arayan bir derviş


Yasak kelimesi dilimizde bıçak gibi

Keskin, soğuk ve bir o kadar yakıcı

Oysa biz iki damla yağmuruz

Aynı buluttan düşen, ayrı yerlere savrulan


Bazen bir vapur düdüğünde saklıyorum seni

Bazen çay bardağında kalan son yudumda

İstanbul'un bütün kedileri biliyor sırrımızı

Sustukça büyüyen bir ağrı gibiyiz şehrin kalbinde


Ve işte böyle sevgilim

Her gece başka bir ölümle sınanırken

Sen hep o ilk günkü gibi duruyorsun karşımda

Dokunulmaz bir hayal, yakıcı bir gerçek gibi


Ve biz, iki ayrı kıyıda yanıp sönen fenerler

Aynı denize tutulmuş, farklı limanlara bağlı

Kaderin bizden çaldığı tüm zamanların bedelini

Gizli bakışların hazinesinde saklıyoruz


İşte böyle sevgilim, böyle yanıyoruz

İki ayrı cehennemde, aynı cenneti düşleyerek

Ve biliyorum ki bir gün bu aşk

Ya bizi yakacak, ya dünyayı...


Turgay Kurtuluş


12 Nisan 2025 26 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar