Yaşam Günlüğü
Ay ışığında bir güvercinin
Kanatlarını dünyanın açma kapama tuşuna
Değdirdiği bu saatlerde
Kirpiklerimin arasına sıkışmış
Yardıma muhtaç çocukları gözlerimden düşürüyorum
Karanlık eline baltasını almış
Ve denizlerin en mavi yerine saplıyor yalnızlığı
Bütün düşler işgal edilmiş
Mutluluk zan altında
Umutlarını toprağa eken kadınların
Yeşerecek günleri kalmamış
Bilmem bu zulüm neden
Ayağımda bitmek bilmeyen bu sızı
Ruhunu terk etmek sahiden gerekli mi yaşamak için
Yoksa acı yazıldığı gibi okunmuyor mu
İnsanların yüzlerinden
Ne çok sancı
Işığa hasretlerin
Yanıyor canı
Bu dünyanın en sağır edici sesi
Kulaklarımda yankılanıyor hiç durmadan
Üşümüş bir bebek avuçlarımda
Ay, yıldızları gökyüzünün avlusuna terk etmiş
Ömründe gerçek tebessüm görmemiş devlet adamları
Bu duruma şaşkın
Buruk bir yağmur sızıyor karanlığın çatlaklarından
Tüm canı yananlar artık sırılsıklam
Bir damla göz yaşında
En belalı sözcükler yatar
Yorulmaktan ziyade tükenmektir yaşamak
Sonunda en acımasızı bile
Bir avuç toprakta yatar
Gözlerimi kapattım ve rüzgara bıraktım kendimi
Solgun bir yıldıza çarptı düşlerim
Bir kibrit kutusu kadar küçük ve yalnızdı
Bir kibritle nefes aldı, yandı
Ve söz verdim tüm çocuklara
Ağlamak bir onursa bu dünyada
Ağlatanlar onurunu kazanacak bir gün
Şiir dedim tüm yaşananlara
Yaşamak anılarda güzel
Anılar hep dün..