Yaşam Şarkısı
Kulaklarımı iyice açtım
Ve dinledim rüzgarı
Kuşlar güneşe gitti hep
Bir keresinde uçurtmam da gitmişti
İyi değil dediler uçmak
Kanadın kırıldığında düşüveriyorsun
Ellerin acıyor biraz da kanıyor
Düştüğünde değil
En çok güneşin dibinde
Üşüdüğünde yanıyorsun
Çekilmez bir çilesi varmış konuşmanın
Bir eyvah dedin mi bin ah alırsın
Uzağında yağmurun bir kardan adam
O kadar adamın içinde yokmuş
Gözlerini açıp göğe bakan
Sonra gördüğün kadar ıslanmayı
Tenine değermiş soğuk
Bir ayazın içinde
Binlerce ses
Boğuk
Kolunu ısırırsa dünya
Bir gök taşı düşermiş toprağa
Kendi tenine saat yaptı diye yaşamak
Her saatte bir çocuk kaybolurmuş yeryüzünden
Güneş
Eğer çekerse üç yüz atmış beş renkli pelerinini
Gözlerimin önünden
Pencereme düşlerden on metre perde asacağım
Elime geçirdiğim iki ucu sivri iğne ile
Güneşe kocaman bir delik açacağım
Sahilde yanmadı ya bunca yürek
Sahi nerede o bahsettikleri gülmek
İşim gücüm yok
Ama karnım da tok
Bir mesele var ki
Çaresi..
Anladım ki unutmak ya da
Güneşin perdesini çekmek üstümüze
En tesirli ilaç
Yoksa bitap düşen yüreklerin
Bitmek bilmeyen sızıntısı
Düşüyor geceye
Kurtlar uluyor, çakallar çakallık peşinde
Ağlamaktan helak olmuş çiçekler
Aydınlıktan medet umar
Hatırası dünyanın
Bulutların gözlerinde saklı
İvmesi bir kademe dahi oynasa
Yer altında binlerce ruh
Titretir yaşamı
Bak işte
Bakmak değil görmek gerek
Yaşamak için her şeye rağmen
Sevmek gerek
Bu kadar
Bu da kader
Ağla
Ama
Yaşa...