Yaşama Sevinci
uzaklaşıp üşümeye gittiğinde
şehrin sokak köşelerine göz gezdirip
tanıdık bütün umutlara seni sordum
kimi çok insan olup ağladılar
kimi çatılara konan beyaz kuşlar
sulara savruldum neşeyle
tabelaları yorulmuş eski bir sinema
heyecanla karınlarını kaşıyan
boş zaman geçidinden geçip ulaşacağı perdeye
seni çok seviyorum diyen siyah beyaz
saçları şehvetli sevgililer
dayanılmaz olur uykumuzun çıban başı
sayana kadar geçen süreye
evet sen sıcak koynumda gezen alev
acılarımın dindiği yerde
ansızın unutulmuş biri oluyordun
karanlığın dudaklarıyla öpüşmeye gidiyorum
ben bir çocuğun çabuk kaybettiği
ve sonra umuda göz kırpan yaşama sevinci
ne olursa olsun
üzülmeyeceğim
incir kokusuyla güzel yaz akşamlarının kaynaştığı
hafif duygular
ve esrarengiz sınırları aşıp bize varan
içimizin doruğuyla sevişen rüzgar
uyut bizi
uyanıver sonra sonsuza.