Yaşamak Ironisi
Donuk bakışlarımı çeviriyorum tezgaha;
Altında şortunla patates dilimliyorsun,
Bırak şimdi patatesleri çüçüklemişler.
Dönüyorum sandalye ye soluklanmak için
Çivisi çıkmış kıçıma batıyor
Bir minder vardı oturduğun, sarılıyorum
Kalbime kokun batıyor
Aldım battaniyeyi üstüme halbuki içimde ateşler yanıyor
İçiyorum kutunun içine giriyorsun,
Hadi çık ordan ne işin var şimdi orda senin.
Ben unutmaya çalışıyorum.
Ağzımın kenarından akan birayı silmek istiyorum
Elimi elin sanıyor hatırlıyorum
Unutmak isterken yüzüme dokunuşunu
Seni yağmurlarda severdim ben
Yağmur yağıyor şimdi;
Yağmuru sevmiyorum
Buzdolabı gene tuhaf sesler çıkartıyor
Gezdiğimiz bir yerin magnetini çıkartıyorum;
Susmuyor.
Bırak yerinde kalsın bugün anılar.
Müziğin sesini kapatıyorum
Sessizlik istiyor kulaklarım..
Ne mümkün deli eden bir tiz var bugün evde
Başımı sürüyorum Deniz kabuklarına;
Sesleri çıkmıyor.
Ağlıyorum sanıp burnuma götürüyorum bir peçeteyi;
Kupkuru geri alıyorum
İçime akmış olmalı tuzlu su yığınları.
Lodos sallıyor gene pencereyi;
Sallanıyor gene bu göğe bakan ev
Bu kez korkmuyor sonuna dek açıyorum pencereleri .
Gökyüzü açık esasında;
Fakat kaymış bütün yıldızlar.
Ay dönmüş yüzünü umutlarıma.
Rüzgar esiyor yüzüme;
İçimde sen üşüyorsun
Bir mendebur ayak çelme takmış duygularıma.
Bitiyor ve büyüyorum
Var gibiyim esasında ama her nefesle Yok oluyorum
Sökülmüşüm dikmişler gibi
Ölmüşümde diriltmişler..
Ve sen;
Git diyorsun,
Gidiyorsun,
En çok ta kalarak..
Bir şizofreni oynuyorum bende son günlerimde..
Aklım gidip geliyor sevgilim
Ağlayamıyorum bile acıdan
Affet!
Yaşayamıyorum ölerek..