Yaşamaya Ağıt-Mavinin Ölümü
-ceplerimde yaşama korkusu-
bir mendireğe sarılan kaç yılan balığı vardır ki
çocukluğunun süt kokusunda boğulan
uzun, upuzun mitler boyunca
sığ anların hakimiyeti sığıntı gibi yaşatır adamı
gitmeye hazır beklersin tetikte
tetiği çekecek gücün var yok arası
tıpkı benim olup olmadığımın arası gibi
ellerimin üzerinde kelebek misali açarken
deniz türküleri
gel git halleri
yakama yapışır sorar Poseidon
insan hiç kendine doğru yüzebilir mi
diye kendinden kaçmaya kulaç atarken
-bilmem
anlamam-
deniz fenerinin hüznü ile yakar cigaramı
öyle uzaklara bakar dururum
güneşin dalgalarla ilk seviştiği yere doğru
bakar dururum
gözlerimi karıştırır eski izlencelerime doğru
yorgun bir hayal gibi seni hatırlarım
ıssız liman umutsuzluğu
kurşun kurşun
ağır ağır çöker omuzlarıma
yorgun bir hayal gibi seni hatırlarım
bir şiirin es anında
bir resmin pastel sıcağında
bir filmin doruk noktasında
bir heykelin buz bakışlarında
nicesinde
boğulur mavi usul usul
öldükçe yaşar
adına hayat denen intihar manifestosunda
umut ceketini alır çıkar
ardından özgürlük düşer yere
ismini verir aydınlık
-sonsuzluk nerede
nerede bu sonu gelmeyen-
sorgulamışız bugün biraz... umut buna sevinecek😊
güzeldi, metin tebrikler👍👍👍
Diyorsun ki -ceplerimde yaşama korkusu- Kanla doğmasaydık Belki yaşamak borcundan bu kadar korkmayacaktık
çocuktuk evet bir zaman büyümek için aceleci koşarken söylediler mi ki bize bu beden cevap aramak için bir hayli küçük size
yaşam sığdı yaşarken öğrendik de biz sığamadık hayallerimizle sonra bir Sen geldi gökten zembiliyle ona sormadık itaat ettik sevgimizle
sözümüzde esmere çaldı hüzün kulağımızda bir seda renginde menekşevari veda yetişemedik erken giden geçmişe telaşe memurları etmeseydik ki kavak yellerini başımıza
şiir yazan biz olmayacaktık hayata hayat yazacaktı o afili sözleri bize
eyvallah metin yazdıran dizelerine
betimlemelerle zenginleştirilmiş güzel bir şiir okudum..kutlarım
ıssız liman umutsuzluğu kurşun kurşun ağır ağır çöker omuzlarıma yorgun bir hayal gibi seni hatırlarım Umutsuzluğun bize verdiği ürpertiyi bu kadar güzel benzetme ile anlatabiliriz.Şöyle hayal edelim.Her saniyesi dolu bir limanın birdenbire ıssız kalması.Gemilerin limanda olmayışı.Umudun çekip gitmesinin ardından özgürlüğün yok olacağı.Geri gelmesi için ışığın olması gerektiği.Yorgunluğun verdiği ağır yorgunluk .Umutsuzlukla karışınca ortaya çıkan kaotik durum.Yaşama değişik gözle bakmak gerekir diye düşünürüm.Bu yüzden şaire hak verdim.Hem de çok.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙