Yaşanmamış Sayılan Zaman

Evet, yazıyorum, şimdi hiçbir gecenin can sıkıcı karanlığından korkmadan yazıyorum. Bırakın yalnızlık kendi damarlarındaki kanı emsin.

... Henüz yirmi yedisinde bir delikanlı, bir adam;
Ne hasretin, ne hastalığın, ne de yağmurlu akşamların korkunç çırpınışını yazmak ister mi ki ?
Beyninin derinliklerinde sallanan darağacına bakıyor ise !
Aldırmadan adı ölümle açılan tüm konuların çirkinliğine !
Başlar yazmaya...

Aralık, beyaz halısını sermiş yeryüzüne
Çocuklar, sokak aralarında hikâyesini okuyor barışın,
İçlerinden biri oğlum, diğeri kapı komşu kızı,
Parıldıyor gözlerinin içinde yeni bir hayat,
Gözlerinin içinde anasının bir evlat..

Ve işte artık aralık kaçıyor
Altın tepsi gibi doğdu güneş yar !
Koşmaya başladı çocuklar,
Gölgesine ağaçların, sığındı tüm analar,
Çimenler yeşeriyor, çiçekler açıyor,
Ağır ağır ölüm ensene yapışıyor..

İşte tam sen uyanmışken öğle uykusundan,
Sessiz, karanlık perde kucağını açıyor,
Kutsal dualar eşliğinde,
Binlerce sahte gözyaşı önünde,
Uğursuz sayarak yaşamı,
En soğuk toprağın yatağına,
Parmak uçlarımdan kaçtığın günler gibi,
Kaçırıyor ölüm sıska bedenini..

Yeni filizlenmiş bir çiçek,
Üzerinde boy verecek,
İnce dudaklarını,
Tecrübesiz yüreğini,
Yavaş yavaş kapanan gözlerini
Görebilme heyecanıyla,
Bir damla su olan ben,
Döküleceğim üzerine
Bir evladın eliyle...

'' Yemin ederim...
Ey yaşayanın anası,
Kirletmeden avuçlarını,
En kutsal böcek gibi,
Dolaşacağım teninde
Ve yemin ederim ki !
Arzularıma hükmederek,
Çürüyen yüreğini,
Cennet sofrasına götüreceğim...
Ve bütün günahlarımla
Ve yorumsuz hasretimin aşkıyla,
Henüz doğmadan güneş,
Başak sarısı çiçekleri,
Tanrının önüne sunacağım,
Ve diyeceğim ki ;
Sus ve yarat bizi yeniden....''

25 Aralık 2011 170 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar