Yaşlarım

yaşlarım....
geride bıraktığım tüm yaşlarım.
ıslak değil mazim aksine kurak
geride bıraktığım hep genç yaşlarım.

inançlarım
tabu değil gerçek gönül taşlarım
karanlığın önüne diktiğim
efsanevi koruyucularım...

sevdalarım...
içinde mi dışında mı kaldığımı anlamadığım
bir tek Allah'a yanaştığım
esasından şüphe duymadığım
Allah aşkım...

bende bir faniyim şu konar göçer dünyada
kim derse desin ölümsüzlük var o dünyada
sonsuzluk için sonu olan şu mekanda
çırpınıp duruşumuz biliyorum ki nafile!

kalbim kalp değil topraktan taşa dönmüş
insanım demek için daha erken
insan olmak için dünyaya ne vermiş?

şimdi garip yokla kendini,
yokla ve cevapla;
şu noktada durduğun anda
sorgula bir kendini ve cevapla;
bu güne kadar bir kereye mahsus
sahipsiz bir yetimin başını okşadın mı,
ol köşelerine düşüp ilenmeden
dilenmesini beklemeden yoksulu kolladın mı?
ölüne dirine kendi ruhuna
bir kez olsun fatiha okuyup yolladın mı?

çilekeş olmak marifet değil
kimse sevmez ettiğin sözleri
sözler her gönüle eş değil.

yaşım genç diye böbürlenmiyorum
öleceğim diye de sabırsızlanmıyorum
rabbimin verdiği bir ömür,
onu da yaşamak dolusuna yaşamak istiyorum.

işte ben böyleyim
düşünüp dururken ağıt yakar gibiyim
geçti gitti biliyorum çocukluk çağlarım
artık geride kalanı bıraktım
önümde orta halli yaşlarım....
yaşlarım...
geride bıraktığım tüm yaşlarım.
ıslak değil mazim aksine kurak
geride bıraktığım hep genç yaşlarım.