Yavaş Geçsen Diyorum Aklımdan
Ney/im yok ki diyorum neyin var diyenlere, üfleyip duruyorum tamam da...Kem/anım var yaylandığım yaslayıp yastığıma...Gamı da biriktirdim sehpamda...Mey/imle de gamsız çalarım belki bir ara.
Ölümsüzmüş Anka kuşları,
Kuru dalları yansa da
Sitemlerime aldırma Belli/Sima
Hicret halindeyim...
Gün zikrim
İçini sardım boş bulunan emanetin
Öte/berilerim aldırışsız yokluğuna
Şiir çığlıyım ayaklarını sürüyen
Acıyor dikene verdiğim su,
Rüzgar kara yelpazeyken
Boş bakıyorum boşluğa
Aşkı da sakladım ben
Açığa vurulduğunda kararlılık
Mil çektim göz hakkıma Belli/Sima
Yarınlar kapkaranlık
Kül yangıdır bu gün ortasında
Duman sarmış her yanı
Kibrit otundan şifa arıyor an
Söndüremez ki bu yangını,
Anın bir serpimlik suları
Kapı pencereler de kırk kilit
Cam kenarlarında dünü iğneliyor,
Yaban arıları
Çekiç ağır, çatlak derin Belli/Sima
Kan/at sesleri büyüyor kulaklarımda
Göğün dilinde hıçkırık
Elinde çakmak taşı
Gök bulutla sarmış yaralarımı
Yarın da düne saklamış şifacıları
Erken doğumdur bu, yetersiz beslenme
Düşlerim düş kapanında
El yazısı bu Belli /Sima,
Kayıtsız parmak izi
Kristal vazomda çiçek ölüleri
Adımı ayak altına yazacakmış,
Dirseğe değen beyaz eldiven
Üçüncü kez bağlanacakmış
Kuşağın kırmızısı bele
Dünün eli boş takı torbasına
Birlikte yaşayacağın şiirler bıraktım sana
Yalnızlık diz dibi
Düz yürümese de olur artık duygularım
Kalın bir kabuğum da olsa
Yana yana gitse,
Üç kalbi olan yengeçler gibi
Zaman/sızdı aslında...Vedasızdı iki teklik ocak başı
Hani derler ya ,göz kuruluğundandır bazı gözyaşı
suadiyeocakikibinyirmibeş
Demir Mutlugil