Yazmak

varlık sedasına dönerken
içimi delen örslerde incelmiş sıcak burgular
bir şıhın kara kitabını çalıp
miracın yarısına çıkarken
tanrısal ne varsa koparıp yüreğimin gözden ırağından, göç ederken

yazmak
kalınca bir roman misali hayatı
güneşe misafir olurken günü birlik, sufî'nin avuçlarına bırakıp yarı yangınları
günahı tamamlayıp cehennemsi eşiklerde
düşerken başka bir doğum sancısına

yeniden
yangını olmayan iklimlere
fiyonklar bağlayınca adak ağacına
gökyüzüne ben ağlayacağım bu kez
şeytan yuvalarını yıkıp, ayetlerinden yıldız yapınca


siz
mavileriyle sevişemeyeceksiniz, siyah dudaklarınızla
öpemeyeceksiniz öyle pervasız
rujlarınız silinicek
sonra kasıklarınız sarkacak, piç doğumlar yapamayacaksınız

sancılarınız inecek önce
sonra utanmaz gebeliğiniz
çimenler tükürürken ceninlerinize
karıncalar kaçıracak düşlerinizi, yerin yedi kat dibine


kırkikindiler yutkunurken zulmünüzü
boğulacaksınız
zamansız bir tufanda

mevsimler kalacak geriye, başak yüklü
sen bu şehirden çekip gidince,
o zaman yine yakacak yıldızlar kandilleri

küf kokulu nefesin başka şehirleri söndürünce....