Yeminle
Hesapsız gel üzerime...
Söylemeliyim ben öyle geleceğim üzerine...
Kartlarımı açacağım önüne,
Hiç kapamadım ki zaten bir kere için olsa bile,
Hesapsızdım bugüne kadar tüm ömrümde,
Düz kontak yaptım mantığımı her seferinde,
İttim tüm o hesapları elimin tersiyle,
Saldım kendimi o hırçın duygu denizine,
Ki suları hırçın olsa da genellikle,
Durgunluğuyla da alır götürür seni hiç ulaşamayacağın enginlere...
Hesapsız gel üzerime...
Söyleyeyim baştan kaybetmeye mahkumsun aksi takdirde...
Şaşırtmalısın beni o derin ve sınırsız öfkenle,
Ki dibine kadar inmeliyiz, o keşifsiz mağaranın, birlikte,
İnmeliyiz dünyanın o kan kırmızısı merkezine...
Korkut beni gözlerindeki nefretinle,
Baktığımda yanmalıyım o saf közlerinde...
Mezarımı kazacağım önce kendi ellerimle,
Bilmelisin ki ölmeliyim ben muhakkak bu gece,
Elinden olursa minnettar kalacağım tüm içtenliğimle...
Yoksa yakacağım seni aksi takdirde...
Nasıl hissettiysem tam da öyle,
İster beğen,
İster beğenme,
Böyle geleceğim işte üzerine...
Hiç unutmadım, her daim hatırımda,
Bisikletten düşmüştüm bir keresinde,
Yerdeydim yüzü koyun ve sereserpe...
Acılar içindeydi yüreğim yerlerde,
Gerçekte ise farklı farklı nedenlerle...
Tüm malzemelerim dağılmış heryerde...
Yolun ortasındaydım ve içim acımıştı öylece,
Ki toparlanmaya çalışırken ben yerde,
Bastı kornasına umursamazca bir züppe...
Kaldırdım kafamı şöyle bir dikçe,
Bıraktım bisikletimi hemen elimden sertçe,
ve de çarptım tüm öfkemle yerküreye...
Dedim ya malzemelerim her yerde,
Hemen baktım maket bıçağına ve aldım elime,
Henüz genç bir delikanlıydım,
Çelimsiz ve yirmilerinde,
İşte sürdüm bıçağımı kararlıca ileriye,
Yürüyordum artık üzerlerine tüm öfkemle...
Açık camdan yanaştım kendilerine,
Çıt çıkmıyordu o anda arabanın içinde,
Şaşırmıştı şoför mahallindeki züppe,
Yanında bir de sakallı vardı, ki belli oluyordu hemen özgüveniyle,
Elini kaldırdı ve tamam dedi züppeye...
Ben de yavaşça döndüm bisikletime...
Önce topladım tüm eşyaları aheste,
Ardından kaldırdım bisikleti öylece,
ve bindim tekrar üzerine,
Boğazımdaki yumruyla tekrar sarıldım kaderime,
Kurtulamamıştım işte bu seferinde de...
Şunu bilmelisin ki,
Böğrüme bıçakta soksan,
Ocağıma incir de diksen,
Tüm hayallerimi de yaksan,
ve sonra da külleriyle beni yıkasan,
Umursamam bir an için olsa bile...
O boğazımdaki yumruyu taşıyorum,
Hiç gitmedi ki, duruyor hala yerli yerinde...
Söylüyorum ya, tam da işte bu nedenle,
Hesapsızca gelmelisin üzerime...
Bir küçük pire için olsa bile,
Muhakkak yakacağım seni de,
Kendimi de...
Yeminle...