Yeniden Çiğdemlerle Buluşmak
küserlerken birbirlerine arzulu sevdalar
çiğdemler yenik düşerdi iklimlere
yanılırdı tespitler
yarılırdı kısır bölünmelere
sıcağa tutsak bir göğe tüterken ırmak
alnını güneşe dayardı
kolları iki yana düşer
çölleşirdi toprak
gölgeleri çizip geçerken tenini
güneş nadasa bırakılırken umutla
koşulsuz bir teslimiyetle nikahlanırdı
kucaklaşırdı tutunduğu bulutla
ve rutine kesmiş telaşıyla
uzaklaşırdı yıldızlardan
sitem yoktu dağarcığında
vedalaşmadan gül yüzlü sabahlarla
aynı yürek ferahlığı ve aynı vardiya aralığında
ölüm sancılı sargılarıyla
kapanırdı kendi kendine hazan izi yaralarla
ve terkindeyken yaz yağmurlarının
ıslak öpüşmelerinden
başka baharlara ertelenen
zoraki bir yılgınlık yayılırdı kırılmış gülüşlerinden
müebbet bir kış büyüyorken dur durak bilmeden
yürüyordu karı çekilmiş dağların ardından
kanı çekilmiş göçebe ovalara
kelebek ömrü aykırılığını
kardelen inadıyla
asırlık çınarların gövdesine emanet bırakarak
gidiyordu poleninden sevdalar damıtarak
yeni oğulları yeni kızları ile
bir bahar eşiğinde
bir halay kardeşliğine özlemle
topraktan fışkırıp zılgıtlar çekmek için
kanayan yanıyla vuruyordu hece hece
sızıyordu yerin göğüne
sızıyordu inceden ince
kör kuyu zindan karanlığında
kahırdan demleniyordu
sabırdan sınanıyordu
ve sorgulanıyordu kızıl şafaklara dair düşlerinden
mevsimlerden mevsimlere akarak
asırlık sevdalarını
kekik kokusunun uğramazlık zamanlarında
yediveren turunç nöbetlerine bırakarak
ağrıyan yanımızla ağlayan yanımız kadar
kardeş değil miyiz tabiatla
aynı özde aynı aykırılıkla
öyleyse beni bekle
bekle asi beni
emekleyen mülteci isyanımla
bir inat uğruna çektim restimi
çaresizlikle köprüleri attım çoktan
kırmızı uçlu sıcaklığını bırakarak
ellerim tersinden kanamakta
yeniden yaktığım küllenmişliğimin
çoktan kestim usumla akraba yanlarını
çoktandır başka bilenir ihanet
çoktandır yüreğin coşması
başka dillerden sözcüklere emanet
sırt sırta süzülen bir mavide
kimliksiz mülteci yanımla
göçebe sürgünler sınırında
aynı doğum sancılarıyla
gök gürleyişi bir uğultu
ve çakan bir şimşek hışımıyla
çiğdemlerle buluşmak adına
düşüyorum toprağın koynuna
gördün mü artık birlikte evriliyoruz
aynı mekanda aynı zamanda
bir o yana bir bu yana
kana kana
kan kana
yana yana
inadına
yan yana...
değerli dostum erkut durmuş'a o eşsiz yorumundan ötürü teşekkür ediyorum.
"kelebek ömrü aykırılığını kardelen inadıyla asırlık çınarların gövdesine emanet bırakarak gidiyordu poleninden sevdalar damıtarak"👍
Özlemle sevgi damıtmak ne güzel...
Kutlarım..
yüreğiniz var olsun hocam
yüreğinize kaleminize sağlık
👍👍👍👍👍👍👍👍