Yere Düşen Ağaç

Yürürüm

Dağlara ve ufka hevesim vardır benim

Çünkü benim ayaklarımdır o

Kalın esmer ve büyük

İsyan ve ayaklanmaların başı

Ocağa giden gençler gibi cesur ve kararlı


Uğraşır benimle koynuma giren beyaz acılar

Çareleri saklı dertler

Ne kadar hevesliymiş meğer dünya beni öldürmeye

Var mı benim adımı bilen

Ben

Koyu renkler ve devrilmiş çocuklar ile meşhurum

Bir mavilikti beni bulandıran

Yüreğime tornavidalar saplayan

Neden bakır kablolar kadar güzeldi saçları

Gittiği yerlere gül tohumları bırakan kadınlar


Yürüyorum

Dönüşü olmayan bir yolcu gibi

Hayranlık uyandıran bir şey gibi ayaklarım

Yürürüm inancımdan olsa gerek

Şeksiz, şekilsiz

Yürürüm

Yere düşen hüzünlerin ellerinden tutarak

Babaları omuzlayarak

Yürüyor olduğum sahidir

Savrulur adımlarımdan mana ve yorgunluk

Yürüyorum ama korkuyordum da

Korkuyorum

Çünkü ölümdür gerçek sevgilim

Kırdığım kalpler ve kestiğim doruklar beni affetmeyecek

Alçısı kuruyan günahlarımı şekillendirecek değilim


Örs tutardı çocukken ellerim

Benim ellerim

Değil midir o dünyaya zom vuran

Yaşamın hakkını çokça ödeyen

Titrek bir ceylan kadar teklikeyi seven

Ah benim ellerim

Örs tutan ellerim

Ne beklerdi ki benden

Cesur olmam gerektiğini telkin eden abim

Balyozu her vurduğunda

Taşın sızladığını duyardım

Yarılan şeyin taş olmadığını bilirdim


Beni çocuklardan bir an evvel sıyıran o şey

Neden büyümem gerekecekmiş?


Ömer Altıntaş

19 Mayıs 2021 128 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 3 yıl önce

    Çocuk olamadan büyük olmak zorunluluğu yaşamın beyaz acılarıdır adımlar bitmez güzeldi şair

  • 3 yıl önce

    Büyüme sancısı dahi duyamadan yaşları küçük kalpleri büyük çocuklar. Ki onlar içindir asıl, olması gereken mücadele, her alanda yüreklice.