Yılankavi
Şu kıvrılıp giden yılan mı?
Yıldıran mı?
sürünür başı ot ile dikene
usul usul titrek, sulu diliyle
tükürür dili aş için biteviye
emdiği yerden alır canını
ezilmedik başında’n kesilmez yılanı
ezilmedik bakıştan kesilmez yalanı
Şu sıyrılıp giden yalan mı?
Yıldıran mı ?
Sürünür başı ol ve gör diye
usul usul titrek, sulu diliyle
eğirir dili aşk ve sevgiye
emerek zerkeder tadını
bilemedik başından, kesilmezse yılanın başı
bilemedik bakıştan , sezilmezse yalanın yaşı
pul pul dökülür derisi ve yaşlı gözleri
kesip attığın kurumuş dalın, kıvrak yılan yerde
yılankavi, yalan yolların...sürünür başı titrek dille
Kesif tattığın çürümüş balın, kıvrak yalan gözde
S(y)N
Ahh ne diim şimdi bu şiire günümüze uyarladım desem bi demesem bi türlü Neva :))
Şiirin bu biçimini seviyorum,kurgu ile yaşamda ki tüm nesne ,canlı şairin yoldaşıdır , Kutlarım Şair ..
Yalandan kim ölmüş ki denir. Yalandan kim dirilmiş ki diye değiştiririm bazen. 40 kere de giyilse yalan gömleği, 40 kere de bal gelse dilleri hakikat ellerinde yırtılır.. Biçim olarak da güzel bir şiirdi. Kaleminize sağlık, sevgiyle..