Yıllar Öncesinden Bir Rüzgar Esti
Bir rüzgar esti, yıllar öncesinden
İnegöl'deki evimizin bahçesinden
O bahçede erik ağaçları vardı.
Asmada salkım salkım üzümler
Ve bir dut ağacı.
* * * *
İki uzun kollu adam
Kollarını açsalar ve uğraşsalar,
Parmakları birbirine değmezdi.
Kalındı dut ağacının gövdesi.
* * * *
O bahçedeki iki katlı
Ahşap bir evde doğdum.
Önceleri Serdar'dım.
Sonraları Serdar Yıldırım oldum.
* * * *
Ben on iki yaşındaydım.
Yaşı benden büyük
Birtakım insanlar tartışıyordu.
Atatürk, bu ülke için ne yaptı diyordu.
* * * *
Ben haykırdım: Atatürk bu vatanı kurtardı.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu.
Şimdi özgür ve bağımsız yaşıyorsan
Bunu Atatürk'e borçlusun.
* * * *
Atatürk'e saygı duymalısın.
Devrimlerinin izinden gitmelisin.
Atatürk, Atatürk, Atatürk demelisin.
Atatürkçülüğün en büyük savunucusu olmalısın.
* * * *
" Boş versene çocuk sen ya
Atatürk senin hayatın olmuş.
Sen Atatürk dedikçe
Beynin buz tutmuş, kalbin durmuş. "
* * * *
Ben, hayır, dedim.
Beynim buz tutmaz, kalbim durmaz.
Ben Atatürk dedikçe
Beynim aydınlanır, kalbim hızlı çarpar.
* * * *
Aradan elli yıl geçti.
Doğduğum eve gittim, bahçeye çıktım.
Dut ağacı çok büyümüş, güçlenmiş.
Kökleri dünyanın tabanına ulaşmış.
* * * *
Dedim, dut ağacı gibi,
Yıllarla benim Atatürk sevgim büyümüş.
Kollarımı bir kaldırdım ki,
Ellerim bulutları tutarmış.
SON