Yine Gel Sofia
Yine gel Sofia
uykuları beklerken gözlerim
anlamı olmuyor sağır bir şehre bağırmanın.
Bir dalgayım başkasının denizinde çırpınan
kendimle barışık yalnızlığım
kıyılarımda yüzdürürüm hüzünlü tınıları
içime kendimi koymayı unuturum her sabah
bir çığlığa otururum
birbirine denk bulutlar devşirilir göğüme...
Yine gel Sofia
portakal çiçeklerinin kokusuna uzanırım Nisan’da
güvercinler gezerken umudun dallarında
bir hamak kurarım ben yüreğimden yüreğine.
Islıklar çalarım kulağını okşayan
içten içe büyür seni sevmelerim
dalgınıyım ben bu uğultulu şehrin
bir şarkı sesi gelir hangi kapıyı aralasam
aynı yağmurda ıslanırız taş ve gül ile
martıların kanatlarında uçarım deniz aşırı
ben bu dağın sancısıyım
iyi halden sayılır hep kaybolmuşluğum...
Yine gel Sofia
gölgelerin fısıltısı esiyor yamacıma
gözlerim kısılıyor aşka
kendi soruma cevapsız kalır akıl uçlarım.
Bilmez hangi durakta ineceğini çocukluğum
hiç yorulmaz odaları inleten kahkahalarım
bakarım siyah beyaz bir fotoğraftan
kocaman bir çaresizlik ceplerimde
kırık dökük kalır çırpınışlarım...
Yine gel Sofia
gel ki eksilsin alfabemden unutuluşlarım.!
" içime kendimi koymayı unuturum her sabah " 👍👌
Sofia neden gelmez ki.Gelse de şairi dertten kurtarsa.Melankolik şiiriniz çok tatlı.İmgeler de çok iyi kullanılmış.Kutlarım Temel Hoca’m.