Yirmibeş

Rüzgar kaldırdı kuru yaprrakları,
Çarptı buz gibi mermerin yüzüne.

Bu ne acıdır, bu nasıl bir felaket
Ne gözler görüyor
Ne kulaklar duyuyor
Bir çığlık aldığı nefesin son haddine kadar.
Tüm tüyleri diken diken eden
İçimde kusursuz ve kuşkusuz ürperti yaratan
Bir çığlık...
Ve ardından ebedi karanlık.

Mermerde yazan isim
Hiç göremediğim ama hep özlemini çektiğim
Sesini bir kez duyabilmek için
Hayatımı verebileceğim babam.
Babamdı şu kapkara, soğuk ve ıssız toprağın altında yatan
O henüz yirmisinde ben ise kırkbeşinde
Dayanmıyor kalbim bu çılgınlığa...

Kanım çekiliyor damarlarımdan
Ellerim parmaklarım soğuyor her geçen saniye
Sanki bu mermer azrailim
Son nefesimde verdi en büyük acıyı.

Keşke bilmeseydim gelipte görmeseydim
Buldum seni babam
Hain bir kurşuna kurban giden seni
Kahpenin sıktığı piç bir kurşuna kurban giden seni.
Az bir vaktim kaldı
Bak ellerim nasıl titriyor,
Tut hadi ellerimi, tutamazsın dimi...
Babam kalk da sil göz yaşlarımı bir defa
İlk ve son defada olsa.
Hâla çok gençsin tıpkı annemin anlattığı gibi
Yakışıklı güçlü delikanlısın...

Allahım sen sabır ver dayanmak imkansız böylesine bir acıya
Senelerce aradığım babamı buldum
Ve kaybettim göremeden, duyamadan, dokunamadan
Sıcaklığını şefkatini hissedemeden tadamadan.

Kalk da oğlum de bir kere baba
Sonra birlikte girelim o karanlık çukura.

25 Temmuz 2010 23 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Dokundu... Kader deyip kabullenip yola devam etmek gerekiyor. Kaleminize,yüreğinize sağlık. Sevgilerimle..