Yirmili Yillar Bile Özlediyse O Eski Ramazanlari....
Biz bile başladık yirmili yıllarımızda;
O eski ramazanları aramaya..
Elbet olacaktır evlad..
Acep o ne anlatacak..
Burnumuzdan gitmez hala sıcak pide kokusu
Ve ona ulaşmak için cebelleşmek kuyrukla
Sakladığımız bayramlıklar başucumuzda
Ayakkabısına kadar..
En çok ezana yakın zamanları severdim
İftar öncesi insanların tatlı telaşlarını
Önceleri ben bakardım yemeğin tuzuna
Sonra akıl erdi buluğ safhasına
Bazen tuzlu oldu ondan aş, bazense gram tuz
Hele ki dakikalar kala iftara;
Boşalırdı kaldırımlar, köpeklerindi sokaklar..
Sahi atmışmıydım onlara da arada yemek?
Nefis terbiye ederken terbiyesizlik ettimmi ben acep
Ne güzeldi soframız bile herkes gülerdi
Ve şükrederdi masada babam başta
Bazen bir zeytin yahut hurma dişler, bazense sarılırdık bir yudum suya
En çokta davetleri severdim
Ne kalabalık olurdu etrafım
Bozulsamda bazen bulaşıkların bana kakalanmasına
Kahkahalarda saflaşırdı yine suratım
Çaylar, kahveler ve eskiden diye başlayan hikayeler
Bu huzuru dinlerken cami kandillerini arşınlardı gözlerim
Pek sevmezdim terafih namazlarını ama hoşlukla dinlerdim hocanın vaazlarını
Bazen midem şikayet ederdi tıka basa dolmasından
Sanki konuşurdu benle; niye bukadar yüklendin, unuttunmu hadisi?
?sofradan doymadan kalkınız!'
Bazense uzak camilere giderdik
Anlamazdım o zamanlar kızardım babama; ne gerek vardı
Gitseydik en yakındakine
O zaman annem atılırdı ne kadar uzağa giderse ibadete ayakların;
Sevabı daha yücedir o anın
Çıkar çıkmaz Allahın evinden
Atardım hemen eşarbımı omzuma
Saçlarım kaşınırdı yoksa alışık olmadığımdan
Ziyaret biterdi bazen cami çıkışı
Bazense sürerdi sahura
Tam yeni dalmışken uyandırırdı annem
Bozulurdum çoğunlukla, tam da en güzel düşlerdeyken
Sonra burnuma gelirdi yaptığı böreğin kokusu
Ayılırdım tüm gafillikten
İftara inat hızlı hızlı yerdik hep
Yerdik hemen ezan okunurdu
Kıyamadım derdi annem uyandırmaya sizi
Ondan hemen okundu,
Hemen su için hadi sonra niyet edin derdi
Hemen kaçardım bahçeye
Bir sigara tellendirirdim hocayla yarışarak
Sonra hemen yıkayıp ağzımı
Bardaklarca su depolayıp içime
Ederdim niyetimi..
Başlarda bitmez sanırdım ramazan
Öyle çabuk biterdi ki sonra anlardım
Bayram sabahı erkenden uyanır
Sıraya durur beklerdik babamı
Annem büyük olsada
Bazen tokalaşır bazen öperdi babamın nasırlı elini
Hemen ben koşardım sonra
Sevmezdim el öpmeleri, yalancıktan çeneme koyardım hep
Ama o gün öperdim o yılların çatlaklı ellerini
Kapıp bayram harçlığını, iştahla kahvaltıya sarılırdım
Çarçabuk yiyip koşar adım diğer çocukların yanına
Ve ev ev dolaşıp toplardık renk renk şekerleri
Para verenleri daha çok severdik tabi
Hemen koşar mahalle bakkalına abur cuburla doldururduk midemizi
Akrabalar gezilirdi tek tek atlamadan
Ama çok sıkılırdım el yalamaktan
Yine kurnazlığa kaçar çeneme değdirirdim yalandan..
Ve biterdi bir bayram daha...
Ne kadar uzak kaldık çocukluğumuza
O eski ramazanlara
Ailesiz bayramlara alıştık
Biz bekledik şeker doldurup kaseye
Mendilleri kıvırıp çekmeceye
Eşit banknotlar koyduk cebimize
Üzüldük gelen olmayınca
Sevindik bir komşu çocuğu görünce kapıda
O gitti yine kederlendik
Ve bitti bir bayram daha
Ama biz hiç vazgeçmedik bizden küçüklere anlatmaktan;
O eski ramazanları.....
10,08,2010