Yitirdim Konuşulası Tüm Harfleri
Seni,
kirlenmemiş bulutlara emanet ettim.
Şimdi tam sırasıdır yalnızlığın da
konuşulası tüm harfleri yitirdim /
Çıkmıyor tırnak aralarımdan notalar,
gölgen ki buz soğuğu yokluğunun.
Uzak deyince beni,
yakın deyince seni anlatır mesafelerim...
Kalabalığım martı olsa,
bu şehir onu da vurur kanatlarından
bilirim /
Şimşekleri küser gökyüzünün,
yağmurlara yakalanırım hazırlıksız.
Parmak uçlarımda,
yarım kalmış efkarlar taşırım.
Mürekkebe susar da kağıdım,
hep
şiirleri ıslatır hüzünbaz kalemim...
Ağlarım da ekmek tadında,
kimseler duymaz hıçkırıklarımı,
intihar bakışlarında ölürüm.
Hangi heceye gizlensem,
kendi yurduna başkaldıran asi bir kelimeyim /
Unutturmaz gönlüme düşen hiçbir masal,
ellerimde titrer bir hüzün,
hüznün ki uyutturmaz inadımı.
Oysa ben seni,
yıldızları sayacak kadar çok sevdim...
Her yolun çıkmazıyım şimdilerde,
seyhan gölüne karışmış bir şarkıyım.
Nakaratlarım bozuk,
yıkıldı yağmalanmış tüm hayallerim /
Sesinle ıslandım ayazlarda,
koparıldı gökkuşağından her bir rengim.
Bu aralar kedere kesilir her hissim,
birer birer,
sessiz sessiz,
dilim dilim...
Oysa sokağını öperken adımlarım,
hiçbir bahara gözlerin kadar kapılmadım.
İbadetti seni özlemek gün batımlarında,
bu yüzdendir,
hep kaybetmişliğin başkentiydi yüreğim/
Okyanusları taşardı da içimin,
sabaha yüklerdim kaçamak sevişlerimi.
Tükettikçe alfabeyi uslanmaz bir çocuktum,
sen hiç görmezdin.
Oysa hep,
cümle içinden sana taşan,
bir kelimeydi 'Aşk' dediğim.