Yitirilen Kent
Sürükledim
düşlerin salıncağında
kor ateş sıcaklığını
Yolculuk ettim
beni görmen için
gözlerinde
Yarasını sordum
kokunun
Rüya aleminden
bir dokunuştu masalın.
Buruk hayalin seslendi
dilimin ucundaki
gizemime
Yoğurdum
benden gidişinin
hamurunu
Yanıtsız kaldı
çattığım yürekli
kaşlar
Yaşadıkça anladım
gerçeklerin mangalını
Şamdanlarımı yaktım
yalnızlık aynasına karşı
Yağmur yağdı
gözyaşlarımın üzerine
Endişelerim düştü
sıra sıra avuçlarıma
Koştum ardından
kuşluk vakti senin.
Kulaklarımda
tırpanlanmış tekerlemelerin
görünüyordu ıslığı
Saçlarının kokusunu
duymak istiyordu
sokak lambası
Kaygısız bekledim
düşüme düşen
makaleyi.
Tarumar olmuş
gözlerde aradım
yok oluşunu.
Şiirin koltuğuna oturdum
nargilem elimde
Filizlenir susuşum
seni göremediğim
çerçevemde.
Soluksuz kaldım
dilinde saatlerin
Heyecanlarım
biriktikçe birikti
ceplerimde.
Güzel yüreğinde
ıslandı öpücükler
Yitirdim kentimi
Telaşla bekledim
gözlerinin rengini
Ellerin emanetti
ellerime
Palmiyeler seslendi
güneş açarken
Heykellerini
yonttum kanımın
Kurtul benliğim bu
eski gazaptan
Ağlayışın çağırdı
beni
Oyuncaklarımla,
kumdan kaleler yaptım
tutunduğum
hayatımda..
27 OCAK 2012
👍😙👍gönlüne sağlık şairim. güzeldi betimlemeler. kutlarım
Tebrikler güzeldi..selamlar👍