Yok Payı
Bir ses işittim birden, düğün vardı sanırım,
Gözlerimi çevirdim, dedim belki tanırım.
Kalabalık açılıp vurdu davulcu tokmağa,
Gövdem devriliverdi boydan boya toprağa.
Kolkola iki kişi yürüdü, uzun ince bir yoldan,
Biri sevdiğim kızdı, öteki kısa saçlı bir oğlan.
Vaktinden önce geldi ölüm, döküldü gözyaşlarım,
Edebi bir söz değilmiş 'onsuz nasıl yaşarım'.
Yol kapıya dayandı, seyre daldım ardından
Ben dokunmaya kıyamazken, öpüverdi alnından.
Yaktım! bir ateş yaktım, çakmağı gönlümdendi,
Biz ne zaman buluşsak, o bana ömrüm derdi.
Ömrü kısaymış meğer, anlamak zaman aldı,
Ona bakan gözleri, bir anda bana çaldı.
Durakladı aniden, yutkundu birkaç kere,
Düşürdü elindeki süslü çiçeği yere.
Toparlandı ardından, gülümsedi kocaman,
Hani dursun denir ya, durmadı kahpe zaman.
Sonrası masal gibi şair koydu noktayı,
Bu masalın içinde, benim yerim yok payı.
Daha düşmez gözümden bir damlacık bile yaş,
Bu sevda taa başından kaybettiğim bir savaş...