Yokluğun Altı(bir) Üstü(kaç)gün
yokluğuna ömrümden bir gün daha hibe ediyorum
hiç yapmasamda
seni unutmaya kanlar terler içinde tövbe ediyorum
herkesin uyuduğu vakitte işe gidiyor
herkesin uykuya hazırlandığı sersemlikte işten geliyorum
sanma ki yokluğunda gün on iki saat gündüz
on iki saat gece vardıyasından sonra biter
sanma ki gün mesai sonrası elini ayağını toplar gider
senin yokluğunda gün güneşi döver
senin yokluğunda karanlık geceye söver
boşa aldanma
ne aldatırım ne de acındırırım kendimi
ne ustabaşı bilir
ne fabrikatör
ne matkap
ne çivi
ne vida
ne de hantal makina derdimi
hepsi güç birliği yapar
hepsi and içer
kan emer
unutturmak için seni
hepsi bende test eder
hızını, keskinliğini ve ek işlevlerini
sabır taşında döverler terk etmem için hayalini
ve harfine pişmanlık kaçmış bir ses
''acıkanlar için yemek saati''
acaba gitsem
biraz acıkıp sıraya girsem
bulur muyum şişko ustanın menüsünde
kalbimi doyuracak seni?
görür müyüm yağlı bir bardaktaki suda çehreni?
hisseder miyim kavrulmuş dudaklarımda
gamzelerinin buse bahçesini
dünden kalma yarım yamalak telef edilmiş
bir ekmek parçasında tutar mıyım ellerini?
yada bilindik yine gitmesem
acaba bu sefer
söyler mi vurdum duymaz iş makinası?
söyler mi senden bir şarkı
duyurur mu o melek sesini
gözlerin olur mu
kıskanç lambanın kısmık ışıkları?
veya bir sigara içmeye kaytarsam
vekaleten benim yerime seni birleştirir mi
vasıfı masa altına saklanmış dinlenme taburesi?
o seni ararken
ben güzel bir yansam
estetikten yoksun şekilsiz dumanlar atsam
nefes nefese kalsam
sesim kesilse
dünyam tekrar dönse
güzüm yaşarsa
senin gidişinden daha büyük yanar mıyım?
gidip elimi yüzümü yıkasam
mazot kokulu sudan bir yudum alsam
söndürür mü senden yanan içimi?
bak usta bir iştahla ses verdi
yarım saat ne çabukta geçti
başka da yok ki
ama olsun seni arayıp bulamamak bile güzeldi...
yine başlar
gözü dönmüş makına saldırır
ölüm yüklenmiş bant bir ritim tutturmuş
akışı Çoruh'u andırır
akabinde bir sac kesiği
yerde yağlarla boğuşan kanlar
tuz niyetli basılan bir silme bezi
çoşar damarım çıldırır yaram
''daha can çıkmadı devam''
on altı yarım saat sonra yorgun düşen fabrika
gece vardıyası için vaziyet alır
ben sensizliğe
işçiler uykuya kaçışır.
fabrika çıkışlı tasvir dünyam genişler
hırsını daha çıkaramamış fabrikalar
esneyen ağızlardan
gülmeye ağır gelen espirilerin yarıda kesilişi
ritmi bozuk kulakların çokardığı bağırmaklı sesler
ellerde rüzgarın salladığı oltu taş tesbihler
isyankar ayaklara yüklenen yolculuk telaşı
bu telaş gidiş sevdası değil
aslında yarın için kesilen sözün belası
hepsi seni büyüttükçe büyütür.
renkler cisimler ağaçlar
uğruna ne savaşlar verildiğini bilmeyen
buğday tarlaları ve sen
tanınmaz halde önünden geçtiğim
yaz tatiline çıkmış okulum
ilk buluştuğumuz park
belediyenin ''seni seviyorum''dan katlettiği çam ağacımız
beni dilenci sanan sosyetik ve kozmetik kızlar
oğlunu terlikle uykuya davet eden anne
ve perdenin ön yüzü
fabrikanın iyi gecelersözü
reklam bilbordlarına asılı
benim günde yüzlercesini yaptığım
tanesi benim bir aylık maşıma tekabul eden
dayanıklı ev aletleri
üstelik benden daha garantili
hepsi beni polyana
seni ilaç yapmak için yeterli oluyor...
belediye tabutundan acele inip
yorgunluk panzehiri bir demlik çay
yarım sigaramın dumanına hasret bir oda
ve beni hiç terk etmeyen sen
gelip benden önce
hemen oturmuşsun baş köşeye
anamın ustabaşı manalı
melek edalı
''olum yat artık erkenden işe gidecen''
ana yangınla yatılır mı?
ana gözü yaşlı yatılır mı?
uyumayanlar hiç uyanır mı ana?
anamda takatsiz haliyle katılıyor
seni unutturma kervanına
oysa ne büyük iyilik ediyorlar sana
seni daha çok sevdiriyorlar bana
yaralarım emaneten kabuk bağlarken yarına
yokluğunda bir gün daha hibe ettim sana.
belediye tabutundan acele inip yorgunluk panzehiri bir demlik çay yarım sigaramın dumanına hasret bir oda ve beni hiç terk etmeyen sen gelip benden önce hemen oturmuşsun baş köşeye anamın ustabaşı manalı melek edalı ''olum yat artık erkenden işe gidecen'' ana yangınla yatılır mı? ana gözü yaşlı yatılır mı? uyumayanlar hiç uyanır mı ana? anamda takatsiz haliyle katılıyor seni unutturma kervanına oysa ne büyük iyilik ediyorlar sana seni daha çok sevdiriyorlar bana
yaralarım emaneten kabuk bağlarken yarına yokluğunda bir gün daha hibe ettim sana.
harikaydı hemşerim yüreğine sağlık
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍