Yokluğun Teni
Yokluğun tenine dokunup
Hiçliğin canını acıtmak
Bomboş sokaklarda kaybolan bakışları kanatmak delice
Fırtınalarda ceviz yaprağına tutunup savrulmak
Ve tüm nefretimi yağdırmak yağmurla
Gökyüzünden yeryüzüne
Titremek hissedildiğini hissettikçe
Kalbimin terini silmek ter bezimle
Terkedilmek bu olsa gerek
Ağustos böceğinin karlar altında çaresizce bakışıdır bulutlara
Ve bir kartalın yalvarışlarıdır kırık kanatlarına
Yokluğun tenine dokunup
Senin seline kapılmak varya
İşte boğulan ömrümün son günü
Son demi çöktü hasretinin avuçlarıma
Bebeğin ilk nefesi gibi sıcak
Masumiyeti meleğin kanadındaki iz gibi
şeytanın kanındaki zehir gibi dolaşıyor hasretin damarlarımda
Yokluğun tenine dokunmak
Sana gel demek hiç kolay değil
Okadar kolay olsaydı git demek imkansızlaşır
İhanetler masumlaşır
İsyanlarım ağlaşırdı
Sevmek bir yudum ekmek
Boğzımdan geçerken gözlerini helal et...