Yokluğunu Yoklayan Yangın

Yaşamın alnına tutulan ayna
Bana da bir yer aç koynunda
Bu boş sahnede silik bir figüranlık da yeter
Belki sadece bir dekor
Gittiğim her acıya yakışırım
Ya da ne iş olsa yaparım

Sen şimdi kim bilir kaç bahar, kaç mevsim ,kaç asır uzaktasın
Göğsümde bıraktığın parmak izleriyle
Yüreğimi çiğneyen karabasansın
Yoksun senaryosunu yazdığım tatlı rüyalarımda
yoksun yanağınla yanan avuçlarımda
bir ihtilal tufanı kopan yatağımda
cehennemi eriten tutkularımda yoksun
artık bu mağlup beden sonsuza kadar senden yoksun

ben de yenilmiş bir savaşçıyım artık bu aşk meydanında
sen ise cephe gerisinde faili meçhul bir firari
yokluğunla yeri belli bu koca evrende
koskocaman sonsuz bir boşluksun

ben her acının gündoğumunda
bedenime devrilen bedeninin içindeki korkuyu okudum
nefesindeki yangını içime hapsedip en zemheri yanıma soludum
geliyorum koca yalnızlığımdaki yokluğum
tut kolumdan kaldır beni
en sıcak yerinde ıslanmak
gizinde bir olmak ve uslanmamak için
her yerimle istiyorum seni
hazırım geldim işte şimdi al içine sensizlikle kabaran yanımı
tutkuyla körüklenmiş vahşi bir esaretin ortasına at
Yokluğunu yoklayan yangınla kucakla
Olmayacak düşlerle can bulan
ve bir o kadar da can alan cehennemine kat beni

30 Aralık 2009 6 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar