Yoksa Hiç Diyanetin

Sırtımdan vurdun yaren, var mı derdime çaren?
Küfrana meyil verdin, anlatsan nedir gayen?
Ne umarsın sonunda, şehitlik midir payen?
Böyle dostluk istemem, yoksa hiç zılliyetin
Gönlümden ırak olsun, yoksa hiç diyanetin

Malından iğne gitse, giden mala üzüldün
Başın biraz sıkışsa, sırrı verdin çözüldün
Davaya sırt çevirip, şerre doğru süzüldün
Güven mi kalır bende, yoksa hiç emanetin?
Gönlümden ırak olsun, yoksa hiç diyanetin

Hak davama bu davet, barış benim dileğim
Yüceden gelir kuvvet, bükülmez bir bileğim
Birlik için bu avdet, benim kutsal ereğim
Git! Hizmete savaşta, yoksa hiç dirayetin
Gönlümden ırak olsun, yoksa hiç diyanetin

Belki benden ummadın, böyle şaşırmış bakma
Bu yola ömür verdim, benim başımı yakma
Senden umut kalmadı, yoluma çengel takma
Nasıl yürür bu dava, yoksa hiç hürriyetin?
Gönlümden ırak olsun, yoksa hiç diyanetin

Sendeki muhal var ya, bana oldu bir yara
Eğer rücu etmezsen, kalbinde kalır kara
Hak yolunda giderken, beni düşürdün dara
Uzak dur bu meclisten, yoksa hiç nihayetin
Gönlümden ırak olsun, yoksa hiç diyanetin

28.10.2009


Zılliyet : Himaye edici olma.Gölgelik.
Diyanet : Dindarlık. Din işleri
Emanet : Eminlik. İstikamet üzere bulunmak.
Birisine koruması için teslim edilen şey.
Avdet : Dönüş, geri gelme, dönme. Rücu'