Yoksan Bir Ömüre Ölüm Yakışır

Çileli olmayan ayrılıktan korkma
sevdası zor olan acılardan kaçma

insanı kahreden en çok sözün özlemi
acılı olanı da ölümü yaşayan hasretlik

ateşlerden yansanda bu halle
bu hayallerle k/özledin yüreğimi
yokluğuna bir ömüre ölüm yakışır

ya anla
yada yokluğundan
gidiyorum deniz uçurumlu kıyıdan kayıp düşlere

bu dünyanın işine aklım ermezken
ne sırrına gönül erdim
ne de şerrine k/andım
ben koşuyordum yalana dolandım

baktım kız bu ne hal
vaziyetin uykudan uyanmak mı?

uyan
uyanmasazsan
sabaha ölümle kalkmazsın bir ömür geçer

şimdi gel
Harran Ovasına gidelim
topraklı bir eve uğra bir kere
misafire sormadan gelir yemek içecekler

ne varsa;
iki k/aşık acılı köfte ye
birde acı kahvesi bir yudum mırra içeçelim
bir yudumla hisedersin acısını derinden tadına doyarsın

sonra yalın ayak tuzlu topraktan gezelim
nasır bağlamış ayaklarla düşelim kanal boyu
açlığımıza kenger toplayalim
susadın mı sarniçlardan su içelim

nerde görsen
külübeye benzer evde demli kaçak çay içelim
istersen (mırra) acı kahveden bir yudum
aşkımız için dua edelim

gel/sen
Harran ovasına pamuk tarla içinde sonsuzluk uzanır
yaşilimsi örtüye bak bakacağın kadar
sen ovaya bak hayat sana b/aksın

şimdi masal anlatma zamanı değil
sevdayı ayrılığına yüzsekte bitiveriyor bir ömür sensiz
biten bir asrın üç yıla siğmayan gönül zinciri

sen yoksan bir ömüre ölüm yakışır
ikimizi kahreden yolculuğuna hasret bırakan sevda
geliyorsan gel gayrı
yokluğuna kalan bir ömüre ölüm yakışır

13*0812*Karataş*