Yokuş
yokuşu çıkarken yorulmadık
bakınca
sevda ince düşüncelerimizin içine sinmiş
ağaçlarla bir kaç renk
veya orada baş aşağı bir ırmak
beraber dokununca unuttuk
sahiden
bize ne kadar benziyordu vadideki çiçekler
sorduk mu hiç
bu mutluluk nedendir diye
biliyorsun yağmur öncesi kırlar baygındır
toprak uyanık gök hakimdir
birden bire başlar bu sevişmeler
yüreği sakin yarim
el üstünde olmana ne gerek var
seviliyorsan özleniyorsundur zaten
bir karınca kadar yetmez aklımız olan bitene
yum gözlerini sen
öpsün boşluğuna astığım sevinçler
sana değmeden
baksana ne kadar insansız ve sessiz yağıyor
başımızı okşayan kutsal su
yeşilin katlanamadığı bu sıcaklığa
dökülebilirsek saçlarımız uzayacakmış
bulutlara değer değmez
belkide hemen
sustur ve yanaşsın denizin kokusu
kayaların arasına sığınmış bir köpük
küçük bir hava boşluğu olsa yeter
kımıldatmak için sıkışan gövdemizi
hatırlat bana
ara sıra bakarak bu sonsuz yokuştan
hayır yok oluştan değil
ey duygularını sevdiğim
bir çocuk gibi içtenlikle bekliyorum
o masmavi ellerini.
birgün herşey çok güzel olduğunda o mavi eller gelecek çocuk..
tebriklerimi bırakıyorum😙