Yol
Düşmek yola
zihninde merhabasız başlayan sorularla
ve kursağında bir köz yığınıyla
Emeği artık asileşen ayakların
kilometreleri katedecek mi bilmiyorsun
ki zaten çok da güvenmiyorsun
doğru yönde ama yanlış sokaklarda kayboluşlarından bu yana
ve üstelik
paylaşacak bir arpa boyu yolu kalkmış yamalı papuçların
Yürürsün
ama çoktan aldanmıştır aklın
eksilenlerin eskimeyeceği paradoksuna
ama sen umut yüklü şiirlere müteşekkirsin
yanından geçtiğin tarla sahibi ise yağmur yüklü bulutlara
oysa Tanrı aynı duayı bahşetmişti tüm umutkârlara
Alnının terinden alın yazın sürülür ellerine
yürürsün
ve
hiç durmaksızın sorarsın kendine
yüreğin aklınla savaştayken
dudakların hangi zaferi haykıracak
Ne yapabilirdim diye sorma artık
Bak!
hasret kaldığın bembeyaz selamı
kıpkırmızı gelincikler veriyor sana
ne bu endişe
menzil bir selam ise
farkedermi ki rengi
solmayacak mı sanırdın ellerinde
Yürü...
Her kirpik kavuşmasında
gözlerinin
kaç iklimi atlattığını
artık sayamayacak olana dek
yürü
Şimdi su diyecek zaman değil
aldırma nefesine
yürü
...
ve işte ordasın
farketmiyor artık giyinik ya da çıplak olman
gir içeri...