Yolculuklarım
Ben hep gece gidiyorum şehirlerden,
Yolcusunu uğurlamaya gelmiş herkese veda ediyorum ayrılırken.
Yaşlarını yanaklarından siliyorum annelerin ve eşlerin,
Ellerinden öpüyorum sonra mağrur babaların,
Dostlarıma sarılıp sırtına vuruyorum samimice.
Birde yüreğim uğurluyor beni hep terminalden.
Ve son kez duman üflüyorum yeni sılanın eski gurbetin,
Siyah ama ışıklı atmosferine.
Ama çoktandır kalbimi koymuyorum yoldaş bavullara.
İçim rahat emanet ediyorum umursamaz ancak
Misafirperver görünmeye çalışan muavinlere.
Sonra yerleşiyorum işte cam kenarı tekerlek üstü,
Bilmem kaç numaralı eğreti evime.
Lakin her zaman yalnızlık sıkışıyor yan koltuktakiyle arama.
Sonra hep beraber şehirler arası asfalt nehirlere dökülüyoruz.
İvmemiz arttıkça karanlık bizi boğuyor;
Biz karanlığı deliyoruz.
Cebren arabesk şarkılar eşlik ediyor motor namelerine
Ve diyaframdan horultulara...
Hiç uyumam ama gözlerimi kapatırım bazen manzaralara.
Bazen de ağaçları takip ederim,
Veya uzaklardan seğiren ev ışıklarını...
Çoğu zaman kendimi orada yaşayan birinin yerine koyarım.
Beni senden uzaklaştıran her bir kilometreyi rahatlıkla sollarız.
Ama sana geri dönebilme ihtimalini hep sağlamak zorunda kalırız.
Oturma yorgunluklarımızı gideririz sonra dışlanmış mola yerlerinde.
Ben duman teneffüs ederim birde karbonatlı çayla birlikte.
Arkadan geçen kamyon seslerini dinlerim hep.
Sana yakın mı geliyor yoksa uzaklaşmaya mı çalışıyor benim gibi;
Tahmin etmeye çalışırım.
Varacağım yerde senin beni karşılama hayallerinle,
Gözlerimi kapatmaya devam ederim sonra.
Yollara fırlayan kediler veya beklenmedik sarı ışıklar mı neden olur bilemem,
Maddenin eylemsizlik kanunu izin vermez hiçbirinde seni rüyamda görmeye
Dağların üzerinden kayan ayla yarışımız tek eğlencemdir.
Ve bazen de yanı başımızda kıvrılan bir akarsu.
Zaten en sade manzarayı bile değişmem hiçbir kitaba.
Yurdun her doğal ve doğaüstü güzelliklerine şahit olurum ayaküstü geçerken.
Bazen Kızılırmak la yarışırız bazen Dicle yi kovalarız peşi sıra.
Yorulurum bende hep Sakaltutan'dan tırmanırken.
Veya korkarım Zigana'dan geçerken.
Tuz Gölünü hep şaşkınlıkla izlerim.
Ama Ege yüreğimi telaşlandırır;
Beni sana yakın tuttuğu için.
Akdeniz içimi yakar anılarımın diyarı olduğu için.
Hep İstanbul tabelalarına dönmek isterim her gördüğümde.
Azami hız sınırında hasretler taşırım hep sana;
Asgari umutlarını yaşatırım dönebilme ihtimallerinin.
Sonra hep kırmızı ışıkta geçerim her ayrılıkta.
Ve tan yeri ağardıktan hemen sonra varırım yeni gurbetlere.
Senle aramdaki mesafeyi ölçeceğim yeni yerleşim birimine.
Yollarını ve durak isimlerini benimseyeceğim ülkemin herhangi bir incisine.
Güneş doğarken ve köpekler uyurken solumaya başlarım yeni adresimin havasını.
Sen büyük ihtimalle uyumaya devam ederken
Ben sensizliği ve özlemini paylaşacağım bir şehirle daha tanışırım.
Sen olsaydın diye gezeceğimiz yerleri öğrenir ve güzel mekanlar beğenirim.
Nasıl olsa aynı dili konuştuğum insanların yaşadığı bu yeri
Çok kısa zamanda benimserim gene.
Ben hep gece ayrılırım şehirlerden ve tan yeri ağarırken ulaşırım yeni varış noktalarına.
İki nokta arasında ki mesafeyi senli hayaller kurarak hesap ederim.
Ve hangi vilayetine gidersem gideyim yurdumun;
Bir sonraki yolculuğumda sana dönmek,
Şehrine varmak arzuları büyütürüm hep.
Ben hep gece ayrılırım şehirlerden,
Ve sana dönme arzuları büyütürüm hep yolculuklarımda..
eganisss...