Yonca
mahur bir uçurumun eşiğinden dönüyor zaman
makamların rengi değişiyor
isimler doğuruyor çiçek
yonca mıydı o
dört yaprağı, kadem
koparma nisan geliyor, bırak ıslansın
ıslanayım
kurutmuş dalımı kanlı bir sızı
daha sürgünlerim var, bebeler kadar tomurcuk
kirpiklerim dökülmemiş
yorgun gözlerime
bırak kadavralar düşünsün ölümü ya da soytarılar
ben şehrime dönüyorum
deniz tutacağım
ahşap iskelelerde
midyeler sayacak
içimden mavi tüküren ışık
ipeksi yorganlar sereceğim, kırlangıç yurtlarına
yok çökmeyecek avurtlarım fay çatlakları misali
zulamda bir sürü kelâm
bildiğim her lisandan harfler dizeceğim hıdrellezlere
yarın var
yarın senden önce
ilk ben varım bıraktığım tenha köşelerde
saçlarımın rengi değişecek önce dinle, kuşlukta kuşlar ötünce
sonra omuzlarım dikleşecek
yüküm attım, ağırdım yüreğimden de
ağırlığımdan doğdum
gök yine bana delinince
varsın göğsüme yağsın
göğsümden bütün yıldızlar kaysın...
ben şehrime dönüyorum deniz tutacağım ahşap iskelelerde
midyeler sayacak içimden mavi tüküren ışık ipeksi yorganlar sereceğim, kırlangıç yurtlarına😙😙😙
senin şiirlerini bir defa değil iki defa değil üç defa okumak lazım çünkü şiirden ayrılmak zor geliyor bana..kalemin daim olsun..😙👍