Yorgun Dünyalar
sen öyle bakmasaydın
öyle gülümseyen
bir masaldan düşmüş yüzünle
bu sıkıcı yerde
bir bahar güneşi
fark etmeyecektim seni
açık mavi denizin
bu sahil şehrinde
çalıştığın masa
şehrin kalabalığı kadar
kaç telefon
kaç iş bir arada
bunca ses söz içinde
yorgunluğu göstermiyordun
işleri görülüyor herkesin
çalışkanlığının
o mutlu gerilimi
bir hız trenine binmiş gibi
düşler kurmaya
vakit bırakmazdı
sabırla erir işler
derinleşir yarınlar
bu yoğunluk
hiç bitmeyecek
geçmeyecek gibi sarsa da
bazen
küçük bir çocuk
gözlerinin bakışı
duygularla dolar boşalır
öyle bir yeşil ki anlamı
akışa takılır kalır
kapının ardındaki mutsuzluklar
ince bir sızı bırakır
bazen işlerin cinnetinden
gelip giden insan yüzlerine bakar
sonu gelmez işler
hiç geçmeyecek kadar çok
uzaklaşır günün sonunda
geçer gider
akşam olmuş güneş batmış
belki söze dökülmez
bir hayale sığınmış kalbin
saklı denizine karışıp gitmek
içinde bulutsu sevinçlerle
gözlerinin ışığı sönmedi
sevdiğini
kimse bilmeyecek
bir günah gibi ..
12.01.2023