Yosun Tuttu Kalemim
Kime rastlasam yolda
İki lafın sonrası yalnızlık
Kaşlar çatık, akıllar karışık
Yolda diyorum zira
Sildik hafızalarımızdan çat kapı kavramını
O karanfil kokulu demliklerin
O bol köpüklü kahvelerin hatırı
Kırk yıllık uykusunda
Ne çalınır oldu kapımız
Ne de çalar olduk kapılarını
Ah! Be hayat ah!
Bari bir merhaba ver
Der gibi bakıyorlar insana
Zulasında, karartma günlerinden kalma üç beş umut
Onun da vadesi dolmuş, gönlü darda
Bir beresi var başında, elinde kova, bir de oltası
Evde bilmem kaç çocuk, bir de anası
Ya nasip deyip düşmüş yollara
Rastgelirse, kavrulacak ağır ağır kendi yağında
Gelmezse de eyvallah
Der gibi bakıyorlar insana
Yüzlerinde aslından yoksun mecazi anlamlar
Manada büyüklüğü İstanbul kadar
Sanki tek başına Haydarpaşa garında
İstanbul kadar yorgun, İstanbul gibi solgun
Boğazından geçiyor hatıra yüklü gemiler
Gözlerindense kalkmak üzere son tren
Sanki elveda
Der gibi bakıyorlar insana
Ah! Be hayat ah!
Teleğinde zaman, tüyden oyuncak
Tutunsak kopacak, tutunmasak uçacak
Tutunmayı bırak
Tınımızda hep aynı nakarat, hep aynı plak
O da kırıldı kırılacak
Ne dost bağında muhabbet
Ne de adab-ı muaşeret
Destursuz girilir oldu aşk dergâhına
Unuttuk edeb-i üslup kavramını
İki tuşa sattık ya
Der gibi bakıyorlar insana
Ah! Be hayat ah!
El elden üstünmüş
Dil dilden keskin
İki kelam edeyim dedim
Yosun tuttu kalemim