Yüreğim Yıkılıyor Gidişine

Yüreğim Yıkılıyor Gidişine

(10 Ekim 2015 Ankara patlamasında çocuğuyla birlikte ölen babanın ardından)


Tam da barış tadında sarılacakken

Tam da dumanı üzerinde tüten iki demli çay

Ve iki simit tadında paylaşacakken hayatı

Tam da el ele… Tam da gülecekken

Tam da göğün mavisine dokunacakken zafer işaretlerimizle

Tam da barış dilinde merhaba diyecekken

Tam da güneşe… Tam da birbirimize dönecekken yüzümüzü

Kanımıza susayan cellat parçalara böldü bedenimizi…

Korkunç gürültü/ parçalara bölünen korkunç bir çığlık…

İnim inim kıvranan dehşet bir acı

Ve tenimize ve kalbimize saplanan derin sessizlik

Kalbimizde mini minnacık şarapnel parçaları

Gözlerimizde ağır karanlık -derin bir uykuya dalar gibiyiz-

Üşüyoruz -ne de çabuk soğuyor bedenimiz öyle-

Elimde kanının sıcaklığı…


Üzgünüm… Beni affet…

Dünyalar kadar çok sevdim de seni;

Bir gün olsun bir parkta birlikte oynayamadık

Kanatlar takıp da uçurtmaları kuşlar gibi uçuramadık

Dallarına salıncaklar kuramadık hiçbir ağacın…

Ah! Oğul… Bahar dalı gibi güzeldin de sen

Bir gün olsun

Dalında yeşil… Dalında çiçek… Dalında salıncak olamadım

Elimde şeker… Elimde oyuncakla odana dalamadım

Aaah ki ahh!

Sevinci yüzünden taşan bir baba tadında sarılamadım sana…


Gitme… Kal

Gözlerim kararıyor

Yüreğim yıkılıyor gidişine…

Ne kadar güzel… Ne kadar çiçek ve ne kadar çok çocuksun sen öyle

-Karanlıktan… Yalnızlıktan da korkarsın şimdi-

Korkma… Dur hele… Bekle

Dün değilse de… Hiç değilse bugün

Cıvıl cıvıl kuş sesleri… Ilık ılık baharlar

Ve gülüşü bol bir baba tadında sarılayım sana

Ah! Oğul

Ölsem de seni yalnız bırakmam… Bekle beni…


10 Ekim 2020/ Savaş Karaduman


11 Ekim 2015 tarihli Ankara gar patlamasına ilişkin yazımdan: “…Bir ara yine burnumda bir sıcaklık hissettim… Burnum artık iyice kanamaya başladı… Helin (kızım) boynundaki fularını uzattı “burnun kanıyor, sil baba” diyerek, nedense kirlenmesin diye fular yerine kâğıt mendil istedim… Burnumun kanaması durdu… Tekrar yardıma koştuk… İkinci bombanın patladığı yerde üst üste düşmüş insanlar arasından yaralı birini kaldırmaya ve pankartın üzerine yatırmaya çalışırken kızım Helin’in yırtınarak “üzerine basmayın, üzerine basmayın” uyarısıyla altında küçük bir çocuğun cansız bedenini fark ettik… Büyük ihtimalle kendi çocuğuydu ve korumaya çalışırken altında kalmıştı… Ömrüm boyunca aklımdan çıkmayacak bir başka görüntüde bu olacaktı benim için…”


11 Ekim 2015 gazete haberlerinden: “Ankara gar patlamasında Birleşik Taşımacılık Sendikası üyesi İbrahim Atılgan ve yanında getirdiği 9 yaşındaki çocuğu Veysel Atılgan hayatını kaybetti.”

14 Ekim 2023 235 şiiri var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (2)
  • 13 ay önce

    Onlarca masum can yok yere ölüme gönderildi bir hiç için aileler parçalandı ölümün soğuk yüzünde ne yazık ki Savaş bey baba oğul yenildi bu kirlenmiş ölüme insanlık utanmadı bir nebze bile