Yüreğimi Yüreğine Aç Annem
Annem...
Yine kar ayazı vurdu şakaklarıma.
Saçlarıma düşen ak sayfaları saydım yine bu gece...
Özlemini demlediğim dünleri yad ederken
boğazıma raylarını attı kara bi tren ...
Annem...
Sen
feveran eden,
inleyen hıçkırıklar duydun hiç solunda ?..
dilsiz çocukluğum dile geldiğinde
o vicdanlı yüreğine göz yaşlarım
düştü mü hiç ?..
Ben çok aradım başımın üstünde o cennet ayaklarını...
Hiç düştü mü parmak aralarına saçlarımın yokluğu ?
Oysa anneler
evladının canı yansa hissederdi yüreğinde hani
Hani bir iğne dahi batsa parmaklarına
Kor damlardı gözlerinden ?..
Benim dünyamı dikenli tellerle çevirdiler
Kuşattılar...
Senin canın hiç yandı mı anne ?
Hiç ateş düştü mü bağrına ?
bir dokunsalar yüreğime
bin parçaya bölünecekti
içimdeki bu öksüz kuşların kanatları ...
bir esse rüzgar pir yanacaktı sararıp solmuş gençliğim...
o vicdanlı yüreğin de göz yaşlarımı hissettin mi Anne...
Hiç hissettin mi ?
Şimdi bu yaşımda yutkunmak...
Adını anmak bile bu kadar zor,
bu kadar imkansız olmamalıydı benim için...
Burnumda tüten kokun
yağmurlu bir kış akşamının buğusunu getirmemeliydi gözlerime...
Ardında öksüz bir serçenin ayak izleriyle doğmamalıydın ufkuma...
İçimde yalnızlığın yüksek ateşli havalesiyle terlememeliydim hala...
Terlememeliydim..
...
Dinmiyor anne
Geçmiyor
Yoksa yılların verdiği bir kırgınlık mıdır bu ?...
Hangi doktor
hangi tedavi çaredir bu hastalığa...
bilirsin Sen Anne ?
Ki senden başka hangi hekim
merhem olur bu derde
Söyle...
...
Ellerimden kayıp gittiğinde o sarı taksiyle
Çocukluğumun en özgür yanını da aldılar benden anne...
Şimdi yine gözlerimi yumuyorum karanlığa karşı,
içimin aydınlıklarını seriyorum yollarına...
Deniyorum...
sırf sana varmak için,
sırf şu içimdeki Erzurum'a inat olsun diye ...
yine,yeniden daha güçlü
ve daha İzmir olabilmek adına
yaralarımı en başından sarmak,
başlangıca dönmek namına
direniyorum o yokuşa...
Tırmanıyorum Kaf dağının ardına..
Ama
Yetmiyor işte gücüm
Ulaşamıyorum sana.
Olmuyor anne varamıyorum.
Dizlerim titriyor
Eriyorum karlarla birlikte.
Yaş olup dökülüyorum yanaklarından
kurtar beni annem !..
Kurtar !..
Benim için düşmesin yere şimdi
bir damla göz yaşın ...
İn eskimiş düşlerimden
gel yanıma
ve aç gözlerimi !..
Yüreğimi
Sana Aç...
Annem..
Ben sana açım
annem...
Yüreğim
yüreğine aç Annem...
Bir birinden güzel eserlerini sesiyle kulaklarımıza hoş bir seda bırakarak eserini okuturken güne düşen şiirlerin şairini kutlarım...kaleminin izi silinmesin...😙👍
Ahmet abim,Ödenmez tabi ki de... Peki ya Evladın Özlemi Hak değil midir sizce de ?.. Hak değil midir ki,evladın Evlatların döktüğü göz yaşları... Anlasın insanlar yuva yıkmanın nelere mal olduğunu değil mi ? Yıkılan yuva mı,yoksa körpecik hayatlar mı oluyor anlasınlar istedim... Saygılarımla abicim..sağ olasın.
Çok teşekkür ederim,Mustafa Ağabeyim Canım Dostum... Sevgimlesin her zaman.
Annenin sevgisine doyulur mu hiç hak ödenmesi diye bir şey zaten imkansız. Kutlarım güzel bir seslendirme ile güzel bir şiir...👍
Ben çok aradım başımın üstünde o cennet ayaklarını... Hiç düştü mü parmak aralarına saçlarımın yokluğu ? 👍👍👍
Seslendirme de şiir de harikaydı dostum. Nice böylesi içten, özlemsi, duygu dolu şiirlere. Selamlar ola 👍