Yusuf
Hazan gözlerinden alır hüznünü bilirsin Yusuf!
Hangi mevsimi bassam bağrıma sen diye
Bir yanı ayaz
Bir yanı taşın yosun tutan kalbi biraz...
Gecenin saçları dolandı ellerime
Ellerim boğum boğum riya
Alaycı bir yıldız düştü dudak altından
Tebessümünde yalancı mürekkebi zamanın
Zaman sabrı eriten kor demir
Karabasan gibi düştü hayallerime
Harabeyim şimdi Yusuf
Yitik bir kentin öteki yüzünde...
İçim acıyor Yusuf
Sızın düşüyor yüreğimin asumanına
Gözlerimin yağmuru titriyor incinmişlikten
O denli sağır
Kör bir bıçaksın artık
Ümitsizliğin meydanında hançerleyen.
Ve kurutan
Sana dair gözyaşlarımı bile...
Tutunduğum nehrin yaprağından düşüyorum
Yenilmiş nilüferler soluyor bağrında özlemin
Nicedir hamalıyım sevdanın yüküm ağır
Mecalini yitirmiş şiirlerin tufanında
Batıp giden bir salım şimdi
Tutsan kırılmış dallarımdan
Yaşamaya gücüm yeter mi Yusuf!
Sorulur muyum hayatın sınavından...
Mum nasıl yanarsa için için
Hani öylesi titrerse alevi
Her andığımda seni
Gönlümün mihrabına düşüyor ismin Yusuf!
Mağlubiyet gücüne gidiyor sahiplenişimin
Hani ayağını eteklerine çeken dağ gibi
Suskunkunluğa vuruyor sızımın telleri
Olur ya
Yıkılırsa bir gün gururun kalesi
Kırılmışlığın saklı masumluğunda bul beni...
Kütahya/2012
Çok hoş bir şiirdi tebriklerimle sevgili şairem...👍
sustum....🤐🤐🤐sen anla şairim...