Yüz Yıl Uykusu
çok çabuk aldın elimden
günahsız bir sevda idi benimki
kıyamadım incinmesine acımasına
öksüz bir çocuğun göz yaşı gibi
umutsuz ve masumdu
sıcak bir yürek istemişti
şefkatti ilgiydi ihtiyacı
yada son yaprağı kalmış ağaç
son vurgun yemiş köklerinde
inatla direniyor hayata
kuru dallarına rağmen
çöldeki seraptı belkide
kesmiş umudunu can suyundan
bir düş kurmuştu sessizce
yemyeşil bir vaha özlerken
ağlayan pınarı küçük bir kızın
bebeğine sarılmış ürkek
sığınmış yabancı bir duyguya
evcilik oynar düşlerinde
mahzun gözlerinde bir damla titriyor
düşmemek için yakmış yüzünü
hüsran kederinden
masallardaki elmamı dalında
yarısı anlatana yarısı kavuşanlara
mutlu sonlarına alışmış hikayelerin
dönmek istemiyor yüreği
hayatın gerçek yalanlarına
burada başlamış burada bitmiş
kırk satırmı kırık hatırmı
hangisi payına düşen
bir varmış birde yokmuş rüya bu
çok çabuk uyandırılmış yüz yıl uykusundan...