Yüzün Gülsün Gözlerin Sesin Birazdan
hayat içinde dopinkleşen surların doruğuna bir s/ancak diktim
Köroğlu kalesine ...
ve
Dadaloğlu'nun sesinden haykırışlar s/aldım
ulu orta umuda çok ses toplarken
yüzlerce türkü yaktım
senin adına
binlerce şarkı yazdım
ruhumuzun karabasan sevda yeminlerine
türküler bizimdi
haykırışlar da...!
söylenen şarkının en son notası çıkmadı
nakaratına nefesim yetmedi
ve
ah nasıl yanardım
içimde yandığıma hep seni k/anardım
birlikte söylenecek şarkımız yarım kalmıştı
bende yarım kalışıma y/anmıştım
''hep uyandık siperlere dayandık''
gür sesleri hatırlanan sözcükler
kulaklara kalan sesle
her hatırlanışın içimize akardı
dikilen bedenlerimizle sesimiz
özleme hasretler ekilmişti
hep bugüne taşındı
ölen öldü kalanlara selam olsun
düşünürken eski hatıralardan geriye kalan
bir sokak ortasına yürüyen bir devrimci sesi;
''Mürekebi kandır kağıdı emek
her satırı, işçi'nin köylü'nün derdi demek
halkın gazetesi;halkın kurtuluşu ... '' !!
bu ses gerçeğinde sesiydi
bir zamanlar...
düşünüyorum
şimdi bu ses nereye gitti.
eylül, zülmüne kapanan kapıları
ardın da hüzünlü bekleyişler
tüm benliğimi s/arardı
sensizliğime kalan haykırışım
bu sesler ölüm sesleri
ve çiğlık sesi geliyor
pas tutmuş kulak demine
uyku tutmayan gecelerime
her zaman dilimine nefes alışıma
içime sen doluyorsun
sana düşkün hasret kalışıma
hoş olurum yarına olan gözlerine
ne ekilen nede biçileni
toprakta gel gör beni
içime türküler y/aktım
her geçen zamana bırakılanı düşün!
emeğin kavgasında gör
yüzün gülsün g/özlerin
sesin birazdan..!
10/12/11*Karataş