Yüzünün Dışa Vurum Şenliği
yüzünün dışa vurum şenliği
bir tebessümün içinde var olma savaşı bu
sana ait olanın ben olma ihtimali
sonra çizgilerin değişir akşam sabah
göz gözü görmez karanlıklarda sevgin
meltem yemiş ağaçlardan seçilir
buluşmalarımız başlar günün ilk ışımaların da
artık aşk üç kişilik
bir orta oyunudur aramızda
sonra senin kirpiklerin yere değer
yükselir dağa değer
buzul göllerinin eğimlere akma telaşı
yakma telaşı lav ızdrabı bir kıvranışı
öpüşerek karışması sonsuz denizlere
sonra bir kapı
bir ayak sesi
arkasında bulaşıcı bir heyecan
bir çekim oynaşması kendiliğinden
iç dokusu kaygan zemine
yuvarlanır ya
sabah aniden
sonra dert alır başını gider
zoraki bir şehri doldurur torbasına
aklı ile değil eliyle sever dünyayı
öğlenleri aramızın sayacı dır tik tak
ayaklarımız yalanı vurur
nereye koşsak
sonra ilk park sevişmeleri kurulur kollarına
boynuna yaklaştıkça nefes nefese
daha bir salarım kendimi yukarıya
karnında yüce bir boşluk
ve bir düşme tadı dudağında
koyu diplerinde beni ararım.
an ağlama duvarında kudüs ü içme göğü gece ayaklanıp kaçmadan benden şiire selam verip ayı alıp iliştirdim güzelliğe
ay ışıldasın şiirinizin üzerine saygımla her dem