Zakir
Hayatın nefes alma meselesini
kör bir kuyunun dibinde bırakıp
unutup her gün gibi güneşin doğuşunu
uyanırken sabahına kuşlar gibi
bir lokma ekmeğin telaşında
sahibi ruhumuzun salasını okuttu
yollar boş yüreklerimiz inadınla dolu
ah neymiş bu sendeki bitmez uyku
yüzümüze çarpan suyun üşüten
saflığında bulduğumuz huzur
kalk diyordu ayağa durma saf tut
manzara kıyamet teşbihinde hata
tespihin ucunda yemyeşil gözlerin
parmak uçlarıma kadar göz yaşı
damarlarımın son noktasına ulaşan dua
göremezsin açmaz isen gözlerini
ayaklarını yere vurdukça yol
göz açıp kapamada biten mesafeler
kalp açan anlık nazar günah kapılarına kilit
dolu dizgin soylu atların gerçek süvarileri
son haberin müjdecisi çölden
kurtuluş diyerek çıktı geliyor uyan
kaç asır üç beş dakikaya sığdı
vaktim var diyorsan ömrün tümden yalan
Ey gece yolcusu kalbinin sesini
duymaz mısın
Ey gece yolcusu kalbinin sesini
duymaz mısın
Zakir olup da duymayan olur mu hiç Şair
Cümlemizi zikir edenlerden eylesin Rab ki hu diyelim hu