Zalım Gurbet
Ay düşünce gözyaşıma
Gece yarısı
Öylece kalırım, yıkılır.
Bir hüzün sarar içimi
Silahımın kalleş namlusunu doğrulturum
Bütün hasretlerime,
Sonra bir yağmur yağar apansız
Gençliğimin üzerine.
Ay söner bir karanlık başlar
Ardına değişir zaman
Değişir gözyaşımın rengi
Ve ben kalırım yapayalnız
Ortasında yalnızlığın.
Ölünür mü dönülür mü şimdi,
Yalan dünya sevilir mi?
Bir ahu tebessüm kalır sana dair,
Bir şehla bakışın kalır.
Ulan gurbet zalım gurbet
Ayırırmış eti tırnaktan
Canı canandan, gardaşı gardaştan.
bir parça umuttuk,
Karanlığı yırtıp atan bir parça güneş.
Neydi bizi bizden geçiren,
Nasıl oldu da unutuldu her şey
Böyle birden...
Zor geliyor be birader
Aranmamak, sorulmamak
Şu gurbet elde yıkıyor adamı.
Nasıl gelir şimdi eski günler,
Nasıl doğar şimdi güneş
Aynı iklimde ikimizin de yüreğine.
Bu dünya yalanmış
Bir umut bir mutluluk arda kalanmış,
Kaderim buymuş, yazım bu,
Meğer şu gurbet denilen yerde
Mevsimler hep hazanmış
Hep akarmış gözyaşı.
Son şarkısını ömrün hep ayrılık söylermiş !..
3/10/2007/üsküdar