Zamanın Hazfızası
kelimelerin, manalarını soyunup, ter attıkları zamanları vardır
tüm sohbetlerden vazgeçip
sadece seslerden ibaret kaldıkları anlar
aslında, hep öyledirler zaten
durup oturduğumuz yerden
biz değil miyizdir, ağırlaştıran dili?
düşünebilmenin düşünmekten
düşüncenin, telaffuzundan ayrıldığı zamanlardır onlar işte
kelimelerin
ya da ifadenin havada asılı kaldığı bomboş anlar
yapılabilmenin yapmaktan ayrıldığı anlar
farkında olmanın, bakakalmaktan gayrı işe yaramdığı
duygunun en üst düzeye ulaştığı
hangi şekliyle değil, doruğa çıktığı her hali ile
her şeyin, havadaki dinginlikten anlaşıldığı zamanlardan bahsediyorum
boşalıp sellerin içimizden
en doğal halimize ulaştığımız anlar işte
gülerken dişlerimizden sakınmadan,
ağlarken rimellerin akıp gittiği; dövüne dövüne,
sarılırken kırarcasına kemiklerimizi,
sıkıp dişlerimizi, kırdığımızda bardakları...
çevremizden soyutlandığımız
birileri için ilk defa yaşamadığımızı fark ettiğimiz
en insancıl anlardır onlar
ve bir tek onlar kalır hatırlarımızda
bir tek onlar
boşluğa bir çizik atıp,
imgelemeden kenarından köşesinden
sadece kendi halinde duygulardan ibaret haller ve zanamlar
hatıralarımızıdır, işte öyle en saf anlar
duygunun sadece kendiyle fiil olduğu
hiç bir başkasını yanına eklemediği...
boşluğa bir çizik atıp, imgelemeden kenarından köşesinden sadece kendi halinde duygulardan ibaret haller ve zanamlar hatıralarımızıdır, işte öyle en saf anlar duygunun sadece kendiyle fiil olduğu hiç bir başkasını yanına eklemediği...
didaktik bir şiir meydana gelmiş...tebrik ediyorum...👍👍👍