Zamanın Penceresi
Bir umudu yaşarım.
Her günün her gecesinde.
Sonu gelmeyen o zamanın,
Buz tutmuş penceresinde...
Gözlerimde yanık bir Sivas türküsü!
Hicranı, inleyen nağmesinde...
Karadeniz meltemlerinde yitti yarın,
Seni buldum, Bülbülün içli sesinde...
Bir ömrü harcadım uğrunda heyhat!
Ahh... Bir solmuş gülün busesinde.
Artık mekânım burasıdır bilirim, ne yazık...
Bu memleketin en ücra köşesinde.
Göz alabildiğine uzak bir âlemi hayalde
Bir başımayım. Çevrili gurbetler bahçesinde!
Bir sabah, bir sabah türküler söyleyeceğim
Öylesine derin bir hüzün şulesinde.
Biliyorum, bitiyorum her gün zamanın,
Uhrevi yalnızlığında, ıpıssız hücresinde...
Doğmaz artık, doğmaz mavi sabahlar,
Yaşarım. Her dünün her ertesinde...
1985
o dönemde de hüzün kokarmış demek ki şiirleriniz. gurbette kalmış iki sevgili...
aynı buruk ,iç acıtan bir sesi vardı yine şiirinizin...
sevgiler.
Gün doğmadan neler doğar,kimbilir.. Kutlarım sade anlatımınızı..
Nostalji kokan bu şiiri beğeniyle okudum.. saygılar...