Zandaki Yarış

Bilinir sondaki bağış
Öndeki günaha ağışla

Masal bu
Anlı şanlı haramzade
Hak hukuk demeden
Anı germeden
Güçsüzün payından gelemeden
Uyku uyumazmış
Her zerdeyi yemeden

An geçmezmiş, haz dermeden
Kendisinin tatmadığı
Yaygıyı, korkuyu sermeden
Ateşle sınavı kalplere vermeden
Talana, yalana
Güne başlamazmış

Gün durur
Bir kara bir yara, ikili vurur!
Bencilce bir vahametle
Getirir nedamet
Kendi yaratıları kendini vurur
Bir aklanma, bir sebeplilik
Bir müsterihliktir, diyetledir dileği
Affa gark olacaktır belki!
Kan görünür, gözü gibi çileği

Sürüden bir koyun apardı
Maksat tasattuksa
En iyisini o, yapardı
Sırtlanır koyunu
Günahlardan kurtulmaktır
Masuniyetiydi, kendince oyunu
Bir işe girer ki
Aşar boyunu

Artık diyettir koyun
Bozulmalı bu oyun
Can değil koyunun ki, kurtulmalık!
Kendi için hayır niyetine yutulmalık!
Koyuna sorulmaz bile
Koyunun hali unutulmalık!
Haklılaşma hukuku olanla değil
Sözü olanla, olacaktı bir uyutulmalık

Yol düşer, sıcak kavurur
Olsun ne yazar, ödeşecek
Vereceği koyun diyetle mağrur
Düşürecekti ya, huri dişiye!
Yol boyu böyle kurumlarla
Gelir bilge kişiye

Der: 'Yüce kişi!
Sen bilirsin her işi
Yaptım pek çok mundar işi
Çok yıktım haneyi
Güç kılardım kendime, her viraneyi
Böyle yedim her naneyi
Şimdi yakar bunların duyumu
Değiştirir yavaştan huyumu
Sen bilirmişsin bahaneyi
Bir çözüm ki bende huzur yapsın
Şu ricali (ricacı) şahaneyi
Al bu koyundur, taşımaktır
Kefareti diyetim
Mahşeri affadır asıl niyetim'

Der Bektaşi-ı Veli
[Bak ey kişi
"Bu da mundardır "
Yenmez bunun şişi
Sebebi, haramdandır
Mundardır koyunu sağlayışın da, kök işi.'
Der, ve çeker fişi.]

Bir hoş olur içi dışı
Beklemezdi bu çıkışı
Hem kırılır hem inatlaşır
Kolayken, niye zor olur ki, kışı
Yol sorar olurladır
Hışımca huzurdan çıkışı

Haram zademiz erinmez
Konya'ya gelir
Dileğini verir
Evirmez çevirmez
Dümdüz söyler
Makbul bulunur
Ama huzura kabule sevinmez

Der: 'Ulu Mevlana!
Acep neden?
Mundar bulur Hacı Bektaş
Balum Ana
Diyetten dileğimi
Korktum karardım
Korku ile sarardım
Koyun verişle huzur bulmaktı kararım
Hem umudumdu hem de sadağım
Ve lakin nasıl
Revaç olur sana göre adağım?

Der Mevlana:
[Bunda hilaf olmaz
"Biz akbaba isek; O, doğan
Doğan, her leşe konmaz]

Cevabı almıştır lakin aklı karışık
Bin bir hile ve korku ile aklı yarışık
Düşer yola, dolaşırla aklı
Sevinse mi, üzülse mi?
Bu olayda olmalı, bir sır saklı!

Bir söz ki böylesine işitir
Anlam (tak) durur özüne
Yaşamı gaye bulmuştur yavaştan
Sıkıntı ve gelgitlerle mekikleri
Görünmez olur gözüne
Böylesi bir gayretle hız alır
Bu şevkle
Bir uzanır; bir kısalır

Haramzade niyetliyi
Hacı Bektaşi karşılar hoşla
Sanki bilmezlikle sorar,
Der: 'niye elin boşla?'
Anlatır haramzade, birer birer
Mevlananın:
'Biz akbaba, o, doğan' dediğini
Mevlana'nın mundarı yediğini

Anlamıştır Hacı Bektaşi
Hemen söze girer
Der: [ 'Biz su birikintisi isek
O bir (derya.)
Biz damla ile (bulanırsak)
O bulanmaz bir " ferya]

Haramzade
Mest olmuştur, kendi ile pazarlıkta
Ne ki bir daha tövbe der ki sömüre
Hayat bulmuştur hali nazarlık
Can katmıştır ömürden ömre
Şimdi içi, iyilikle pazarlık

Sosyaldeki yaşantılım kusur
İnançtı dehayı belirlemişti
Kara ve yara olanda
İkiden bir çıkmıştı
ERDEM

Tıraşlanınca erdem,
Birilerine göre almak
Birilerine göre vermekti
Sürüşte olan her dem

Şimdi süreç girmiştir araya

Toplumsak yarara kıyanlardandır
Sondaki yararın değerliliği
Baştaki ziyanlardandır


14.07.2007



Kan görünür, gözü gibi çileği: Yaptığı kötülüklerden kaynaklı, müsterih olmak için göze aldığı, hedefleyip amaçladığı sıkıntılara; sıkı sıkı, sarılıp; her ne pahasına olursa olsun, bu meşakketleri göze alır olmasıdır. Ve bu uğur için kendisini vakfetmesidir.

Bir uzar: bir yol gider
Bir kısalır: gittiği yolu gerisin geri döner. Bir uzar, bir kısalır: Yani, iki yer arasında mekik dokur olması

Böyle bir Hacı Bektaşi Veli ve Mevlana söyleşisi kayıtlı mıdır? bilmiyorum. Araştırmadım, çünkü imbiksel yaklaşımlı kolektif bilinç tanılı, yaslandığı yerle daha da anlamlı kılınmış, eğitim amaçlı, ufuk açıcı bir söylemdir besbelli ki.

Sosyal iletişim ortamındaki, halktı sözel dinleti nicel birikimlerimdir, çıkarsama kurgumdur. Bu düşünürlere atıf konuşma; eğer kayıtlı değilse, halkın bilincidir denebilir. Diğer tüm baştaki ve sondaki beyitsilerin aralığındaki, sürekliliğinin doldurulması bana aittir. Ve çok yöncü, farklı değinmelerle oluşturmadır. Yani bu benim halk ortak bilinçli, anonim bilinç nüveli bir çalışmamdır.

Tıpkı ""Yoksula Kalan"" şiirim gibi. Zaten çoğu bizim olan da bizim değildir. Kolektifin; bir etkileşimin; sonradan kişisel bilinçmiş gibi, insan bilincine tekrar dönüşüdür. Öğrenilenin biçimlenişlerle hatırlanmasıdır. Değilse üretken birey de tümden pasif değildir. Düşüncelere, hiç de katkınlığımızın olmadığı da söylenmez değil mi? Aslında oluş da bu değil mi?

Ayraç içi; Konuşmacının ifadesi olarak hem benim, hem de tırnak işaretli kısımla atıf olunan halk bilincinin, kaynaştırılışıdır.

Halk dağarcığı olan kavramlar da şunlardır:
Mundar
Biz karga isek O şahin
Her leşe konmaz
Biz su birikintisi isek
O bir deniz.
Biz damla ile pis olursak
O pis olmaz

09 Şubat 2011 288 şiiri var.
Yorumlar (2)
  • 13 yıl önce

    Şair son derece yoğun imgeler içermekteydi kötülüklerin/kötülerin -iyilerin ve iyiliklerin güzel ve çirkin ne varsa illa ki sonunda gerçek adaletle buluştuğu sofrayı paylaşmaktı.

    yorum da dolayısı ile zorlandım şair..

    çok net anlayabilmem mümkün olmadı.Rica etsem iki,üç satırla açıklasanız.

    kaleminizin,yüreğinizin daim aydınlatması dileğimle

  • 👍👍👍geniş açıklamalı güzel bir kurğu. sosyoloğca. şair halk kültürünün toplumsal bellekteki yerini kendi gözlemleri ile yoğurup sunmuş bize. kutluyorum.