Zehir
/ üşüdüğümü belli etmemek için belki
susuyorum...
soluğumu boğacak kadar/
bedenimden süzülen terin sızısı
bütün hücrelerimde aynı anda leyl
o en ıslak ve en kuytu sağırlık var ya
sokuldukça tenine, tenim soğuyor
arama izimi isimsiz kağıtlarda
bu sürgün dizeleri döken ben değilim
yanılmanın da yasaklı bir tarihi var, anla
ilk elmadan beri, seni bilirim
o yüzden dörtnala sana sığınıyorum
zamanı dölleyip şiirler doğurtarak
aşklar da savaşlar kadar edilgen artık
fikirler, duygular, ömürler talan
bambaşka bir hayat, çocukça arsız
şiirin rahmine ılıkça aktığım
ölümü tattı nefesim, müthiş bir arya
şimdi bütün tanrılarla aynı yaştayım
...
/ yangınımı belli etmemek için belki
susuyorum...
sesine kanacak kadar /
soluksuz gel rüya; kanatarak ve susarak
çırılçıplak, darmadağın
şiirlerce boşalarak...
çekiliyor sahneden bütün tanrılar
melekler ve şeytan işte
aynı kirli secdede
bitsin şimdilik bu ayin, bu uzun, hoyrat sevişme
etimde zehir tadıyla gecenin izi kalsın
ilk sözü rahmine şiir şiir işledim
son sözü
ölümle içtiğim
şarap söyleyecek