Zehr-i Zakkum Gibi
İçime gölgelerinin korkusu düştü
Sen olmayacaksan
Gölgelerinin kokusu saracaksa hücrelerimi,
Senden önce korkularının kokusu sinecekse
Ben ne diyeyim kime?..
Çaresizliğim senden önce zerk edildi
Zehr-i zakkum gibi
Vücudumu kaplayan
Bu zehre inat mı isyan mı bilmem ama,
Bir gün bile bu zehirden vazgeçmeyeceğim..
Yok olacağım senden önce,
Yokluğuna dayanamam çünkü..
Karanlığı kırbaçlıyor kuşlar
Yine sessiz sessizliğime
İstemsiz bozuk plak gibi hergün
Ayni sesleri doğuruyor insanlar..
Ben yalnızca bu sesleri kürtaj ediyorum hayatımdan
Tek günahım bu benim..
Ben seni hissetmediğim anlarda yaşayamıyorum ki..
Sol yanıma götüremiyorum elimi
İçimde yanık bi koku duyuyorum
Her gün her gece
Sordum beni tanıyanlara
Aynalara, suya, huu kuşlarına
Nedir bu koku ?
Başımı döndürüyor diye;
Aşk ateşiyle yanan yürektendir dediler..
Böyle zamanlarda oturup,
Sen dolu kelimelerin
Ağzımda bıraktığı kekremsi tatla oyalanıyorum yalnızca...