Zeliha
Üşümeye başladım elimi tut
Bir tek ben üşüyorum senden uzaktayken
Bir tek ben duyuyorum gölgelerin sesini
Dur gitme...
Sen uyurken beklerim başında
İzlerim seni öylece...
Çok erken gittin...
Gözyaşlarımı kendimden saklayacak kadar çaresizim
Çok yorgun masamın üstündeki şiirler
Gülüşünde tanıklık ettiğim Şubat devrimini
Bugünlerde içimde yaşıyorum...
Bir bilsen ne kadar acıttığını
Belki saçımı okşamak isteyecektin
Belki de sarılacaktın uzun uzun
Ama işte nerde bileceksin ki
Ne sen yakınımdasın ne de ben sana yakınım
Aramıza onlarca duvar örülmüş
Birimizde ayazlar vururken sokaklara
Birimizde güneşler açıyor Zeliha
Sahi nereden bileceksin sen
İçimin beyazlara büründüğünü
Şimdi gözlerimin ucunda sisli bir akşam
Kafamın içinde garip garip sesler yankılanıyor
Bir yerlerde o kayıp parçayı arıyorum...
Bendeki seni tamamlayacak
Parçayı arıyorum şiir şiir
Öyle hazin öyle aciz gözüküyorum ki dışarıdan
Görenlerin başı öne eğik
Suskundu bütün gözler
Yüzümden düşenleri ben bile toplayamıyorken
Sen nasıl anlayacaktın ki beni
Uyanık mısın... Bak ben geldim kapına
Yok bu sefer çalmayacağım
Bu sefer yalnız sayacağım yıldızları
Öylece yargılama beni Zeliha
Bu kederli akşamları ben boğmadım karanlığa
Yelkovanı, akrebe ben sevdalı kılmadım
Suçlusu ben değilim açmayan çiçeklerin
Öylece yargılama beni...
Biz en başından beri yanlış ilikledik gömleği
Ben sana gel dedim
Yanlış düğmeleri çözer düzeltiriz dedim
Sen ise sinirinden
Gömleği yırtıp attın...
Ve ben o günden beri
Çırılçıplak bir hâlde üşüyorum Zeliha
Yapabilirdik sen istemedin
Beni öylece yargılama...
Şimdi gitme vakti
Yine geleceğim bir gün buralara
Portakal ağacının dibindekilere
Yerdeki yapraklara ve duraklara
Gülümseyeceğim durup dururken...
Bendeki seni tamamlayacak yağmuru
Şemsiyesiz karşılayacağım Zeliha
Adını bu sefer gizlemeyeceğim
Ne ben artık yalan söyleyecek kadar güçlüyüm
Ne de kelimelerim yalanlara kanacak kadar küçük
Büyüdü her şey...
Ve büyüyen her şey gibi
Kelimelerim de tanıştı kederle
Ama eğer üşürsem
Gitme kal...elimi tut