Zencefil
Yasak çığlığı anlatır
Kör bir dalgaya sürgün edip
Sesimi gömdüğüm
İçim yorgun
İçim gitmiş kendimden
Başımı alıp vardığım o puşt yalnızlığa
Yoksun orada
Öfkemi tırpanladığım ben
Ve karanlık eylemlerim
Kanıma kalem batırıp yazdığım şiirler
Rüzgârı karalıyorum
Saç tellerimi salıp imbata
Bir yaş daha koyuyorum zamana
Üflenmiş mumlar yakıyorum, gölgesine düşüyorsun saçı kara
Gözlerini gömüyorum
Fason bir hayalin diz boyu çukuruna
Ölüyorsun
Ölüyor soluğum, bize okunurken o şehrin ezanları
Ve
Susarken çığlıklar
Ve
Doğarken çocuklar
Mola verirken
Issız sevişmeler
Martıya ilişip gidiyorsun, zencefil kokuları sürüp alnına....
hem doğru dediniz usta şair...
ve bende doğru sormak isterim... Ayrılık ne renk kokar ki...